AĞITLARDA İSYAN...
Eline mızrabı alıp ta vurma,
Gönül sazımdaki teller inliyor... Ah- ü zar içinde ağladı ömrüm, Sevgiyi unutan diller inliyor... Emaneti kaptırmışlar yankiye, Yanlış tartı tutan eller inliyor... Dostluk; sadece kaldı sözlerde, Bülbülü can vermiş güller inliyor... Bir başka olmuş yurdun havası, Muştusu kesilen yeller inliyor... Kapıları örtmüş dost sandıklarım, Dosta akıp giden yollar inliyor... Dün ki han ,hamamlar ,saray yapardı, Şimdi kabristanda kollar inliyor... Kaç üç beş inanmış taşırdı her an, Şimdi riya ruhlu sallar inliyor... Doğruyu söylemez yalana koşar, Hırsız bezirganda kullar inliyor... Göndermiş bir sabah helallık almış, Mendili elinde dullar inliyor... Meyveye durdukça sam yeli vurmuş, Hırsız bahçıvanda dallar inliyor... Doruklara çektik ,canımız verdik, Şanlı bayrağım da allar inliyor... Kapı kulu olmuş Al-i devlette, Köpekleşen gözde yallar inliyor... Emaneti verdik çakala ,kurda, Yurdun can evinde hallar inliyor... Her biri bir cihan devletler kurmuş, Oğuzu ,Türkmeni, Avar inliyor... Kurulmuş dostluğa kanlı siperler, Zulme kafa tutan mimar inliyor... Musa DOĞRUER(TESLİMİ) 08.01.2015 |