ÇOCUĞUMSUNÜç katlı taş bina -kasabanın doğu kıyısında- Avuç içi yollu bahçe İki dut ağacı, bir kiraz -meyve de vermeye başlamış geçen yaz- Toprağa tutunmaya çalışan iki salkım söğüt -birbirine tutunursa yeşerirler ancak- Kelimeleri ince eleyip sık dokuyarak konuşmanız gereken hassas bir çocuk Ve onun kömür karası köpeği -adı kömür, 13 Mayıs 2014’ü hatırlatacakmış havladıkça- En güzel çağını yaşayan lepiska saçlı bir gelin -çocuğu yok henüz ama annesi etrafındakilerin- Eski fotoğraflar saklı bir kutuda -kutu ara sıra açılan hafızası taş binanın- Geceyi gündüzü karıştırmış bir guguk kuşu - kara bir haberi muştular gibi ötüyor gün ortası- Karşıki evlerden iki komşu -cam cama vermişler patriyot şivesiyle- Ne zaman susacaklar belli değil Lüks otomobiller geçiyor bahçe kapısının önünden -kasabanın kaymağı burası- Kuşlar hiç susmuyor, anlatacak ne çok şeyleri var -evin sahibi gibi çok mu yaşamış, çok mu görmüşler- Evin küçük oğlu gelmeden kaldırmalı masalardan bir kaçını - küçük değil aslında, koca adam, büyümek istemeyen küçüklerden- Bir kaç masa daha koyarsan bahçeye, belediyeden ruhsat alman gerekecek, deyip eğleniyor babasıyla Geçen yaz saksıya gömdüğü şeftali çekirdeğini gözü gibi bakıp büyüten kadın Kızıl gölgeler vurmuş saçlarına -o yazıyor bu satırları- Her geldiğinde köklendi mi diye bakıyor fideye -ilk gelişinde armağan olarak getirdi onu bahçeye- Korkuyor kendisi gibi hiç bir bahçeye kök salamamasından Acele çıkınca evden unutmuş kitaplarını İki kitap seçiyor adamın kitaplığından -anıları gibi kitapları da eski adamın- Eski kitapları seviyor kadın Bir de eski adamları -babasını anımsatıyorlarmış ona- Yarım kalmış eski bir düş çırılçıplak dolaşıyor bahçede Utanıyor adam -tamamlansın istiyor ölmeden- Kadın eksik kalmasından yana -yeni düşler kuruyor adama- Adam gülerek giriyor bahçe kapısından içeri -sıkılmadın değil mi, diyor- Gül mevsiminde doğmuş mübarek -bir erkeğe bu kadar mı yakışır gülmek- Neden bu kadar erken geldin, sana sürpriz yapacaktım, bitmedi yazdığım diyor kadın -adam yazsın istiyor- Kadın adamı yaşamak -bırakıyor kağıdı kalemi- Yaşamak yazmaktan daha doyurucu diyor Çocuksun sen diyor adam Yazarken de çocuksun Yaşarken de Çocuğumsun.. Tante Rosa *** Diyor ki: Fazıl Hüsnü Dağlarca: Şiir, hem bir saat gibi günümüzü göstermelidir hem bir pusula gibi gidilecek doğru yönü belirtmelidir. *** |