EylülSonbahar altın ırmaklar Akıtırken ayaklara, Bir melodi olur yaprak hışırtısı Suların o coşkun şırıltısı Ninnidir kulaklara... Yaklaşınca göç vakti Göklerin düğünü başlar Kuşların alayına... Günü başka,gecesi başka Eylül’ün Biraz yalnızlık,biraz hüzün İkinci adıdır sonbahar, güzün... Göğün parlak çiçekleri Donatınca siyah geceyi Böler çekirge sesleri O tiz sessizliği... Bir ateşböceği ışık olur yoluma Sensizlik sancısı düşer soluma Melankolik sonbahar girer koluma... Derim ki: Misafirdir öyle ağırla Gelir geçer nasılsa... |