- burada yine didişiriz…
şöyle ki
ne vakit bir omuz vermek istesem köhneliğimize hep benliğinin kör isyanı yakıp da yıkıyordu sevgimi sinsice siniyordu gizli gizli iliklerime ürküntü sen dalınca gurur ve kibrin içine göremedim ki yar seni her bir duygu da solup da sararıyordu yüzünde ki bukalemunun al teni ar ve edebi hiç zarar vermeden taşımak o kadar da kolay mıydı sanki inancımdan ve senden asla vazgeçmedim yıllarca gittim geldim yine de bekledim upuzun saçlarının gölgesinde kaldıkça mayhoş cana her hava ne hoş maziyi kurcalarken dün korkuyu soktu içime gece çıkmaz bir sokakta bir biçare gibiydi hepten yüreğim dört duvarı döndüm Allah döndüm eskimiş yüreklerimizi de bit pazarın da gördüm kan kusturdu bana hem de o biçim senin de benim de taşımadığımız duygularımız meleğim öyle bir kötü his ki bu sahi neyimizi beğenmedik neydi ki bizim zorumuz bir aklıma gelebilseydi ya demek ki ikimizde çok hem de çok boşmuşuz nefsimizin keyfinde meğer ki hepten körleşmiş gözlerimiz söyle bana tutku emek vefa güven ve dostluk yokken nasıl aşka varılır ki onun için tez kayboldun daha vakit çok erkenken hiç mi görmedi sana olan sevgimi yüreğinin içinde ki sen hırçın mı hırçın bir kedi bense inatçı mı inatçı bir keçi öyle ki beyinsiz sürülerin arkasından uçuruma hiç düşünmeden atlayan bir intihar timiymişiz nedense biz hiç sıra dışı da olamamışız yaşam aramıza sokup da durdu türlü türlü kuma demişsin ki bir gelsin de yeter ki bir kez de olsa bir yüzünü görebileyim bu nedamet içinde ki son nefesim de yar beni sen gittiğin gün sen zaten öldürmüşsün ölü gömülür hiç görülür mü be gülüm sen de ölünce gelirsin yanıma da burada yine didişiriz sonra bilirsin ki üstümden geçirip de götürdün zulmün hafızamı kaldı bende silindi gitti tüm sezgiler duymaz algılayamaz oldum girmiyor ki ruhuma bir dirhem de olsa ezgiler başı kıçı kaybolmuş bir yaşamın tam da dibindeyim öyle bir meçhulün elin deyim ki dur durak bilmeden doğup da duruyor ruhumda ki isyanlar ben beni unuttum sen kimsin nasıl seçip de bileyim ki serde biri vardı ama aslı hiç yoktu işte severken çevrilirken kopup da duruyor bir bir maziye ait sayfalar oysa ki aşkın ölümsüz şerbeti yerine siz zehir zıkkımı seçtiniz tutulmuş tüm bedenim donuk bir sancıyla düşler kahretmeye çıldırtıp da mahvetmeye siz birebir diniz ben özümden hunharca koparken ki sen hiç sormadın benliğim toprağa gömülürken geçişte de neden arkanıza hiç bakmadan koyup da gittiniz yinede sizin o beklediğiniz son arzularınız yerli yerine gelsinler gel hadi istiyorum seni hadi yanıma gel gel ki makberde de bekler durur bizi o aptalca didişmeler… (13.08.2015) AZAP… |
nasıl aşka varılır ki
hepsi birden aşka varır,
sonra aşk ile daha tutkulu, emektar, güvenen ve dostça olunur muş...
Selam ve saygılarımla...