3
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1378
Okunma

kaç gecedir uykularım paramparça
yelesi kan kokulu savaş atları gibi kan ter içinde uyanıyorum
uykunun en deliksiz mevsiminde
gök gürültüsü gibi gürlüyor sensizliğin çığlığı
kafesinde çırpınan kuşlar gibi çırpınıyorum
sonra...
sana kavuşmak için; kör kirpiler gibi bir yol arıyorum
bir tünel...
bir geçit...
bir kaya çatlağı bulsam
yer altı nehirleri gibi fışkıracağım senin masmavi gökyüzüne.
sabrın taş duvarlarını yıkacak özlemim.
oysa öyle yorgunum ki…
gücüm yok artık ne savaşmaya, ne kaçmaya nede aşka…
suyu ararken hep çölü bulmaktan…
o dipsiz uçurumlarda, çürük dallara tutunmaktan yorgunum.
hiçbir randevuya geç kalmayan ben,
hep sana geç kalmaktan yorgunum
duvardan sökülen çivi gibi senden sökülmekten
rüzgar çanları gibi senden bir nefes beklemekten yorgunum
senin cennetini hayal ederken
cehenneminden bile sürülmekten yorgunum
bilmiyorum nerde hata yaptım?
nazara mı geldim?
lanetli bir büyücünün lanetin emi uğradım?
bilmiyorum neydi suçum?
neydi günahım?
vazgeçtim artık suçlu aramaktan
vazgeçtim, kana kan deyip te intikam almaktan
vazgeçtim aşk denilen bu iki ucu keskin bıçakla
hem seni, hem kendimi kanatmaktan
bırak beni…
bırak ve git
biraz kıs sesini müziğin
bir şeyler ört üstüme
söndür kandilini gecenin
bari bu gece uykumun kanına girme
bak kan çanağı gözlerim
uyuyacağım sevgilim…
uyu sevgili…
sev…
s…