KOPTUM BU GECE
Koptum bu gece,yıldırım gibi
Gözlerimde bu sevdamın şiddeti Kalbimde bu aşkın hiddeti Allah’ını seven tutmasın beni, Gök gibi gürüldeyip,şimşek gibi çakıp,yarimin yanına düşeceğim Koptum bu gece, kasırga gibi Savurup atacağım aramızdaki bütün engelleri Yakacağım,yıkacağım,kül edeceğim aramızdaki bütün mesafeleri Allah’ını seven tutmasın beni, Yarime doğru esip ,yarime ulaşacağım Koptum bu gece ,bir firari deli gibi Aklımdan çıkartamıyorum senin hayalini Mırıldanıp duruyorum,beynime mıh gibi çakılan ismini Allah’ını seven tutmasın beni Yarime gideceğim yoksa kafayı sıyıracağım Koptum bu gece ,bir deli yağmur gibi Sel oldum taşıyorum sığmıyorum Ankara’ya Yokluğunda battıkça dibe batıyorum,nefes alamıyorum Allah’ını seven tutmasın beni Yarime doğru akıp gideceğim yoksa boğulacağım Koptum bu gece ;ısısız bir çölde atılan nara gibi Gözüm kimseyi görmüyor inan senden başka Düşmüşüm işte bir deli hasrete,bir deli aşka Allah’ını seven tutmasın beni Dünyayı yakıp,yıkıp yarime kavuşacağım Koptum bu gece,sisli ve puslu bir havada yağan tipi gibi Sensiz ne önümü görebiliyorum ne de gerimi Sanki özleminden çığlar düştü üzerime donuyorum Allah’ını seven tutmasın beni Yarime gideceğim yoksa öleceğim..... |
Hep Senin Yüzünden Oldu
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in yurdun çeşitli yörelerinde verdiği konferanslar, radyo ve TV larda yaptığı konuşmalar neticesinde sesi kısılır. Ses telleri arızalanır, öyle ki, bir ara, hiç ses çıkaramayacak durumlara düçar olur. Ameliyat olur,arıza giderilir.
Kısa sürede konuşması da düzelir. Ancak, bu arada, fazla konuşmasından dolayı yüzünün sağ tara- fında bir de kısmî felç oluşmuştur. Bunu gidermek için, ayrı bir tıbbî müdahaleye muhtaçtır. Bir yakıniyle birlikte, bindikleri araba ile hastahaneye giderlerken çep telefonu çalar. Arayan, arkadaşlarıdan Şair Nurettin Uytun’dur hal hatır sorup, Bakiler’in sağlık durumunu öğrenmek istemektedir.Yavuz Bülent Bey durumu izah eder ve hemen Nurettin Uytun’a hitaben: Nurettin Bey, Hocam hep senin yüzünden oldu. “Hep sağdan konuş, sağ konuş, sağdan konuş” deyip durdun. Ben de sağdan konuşa konuşa bu hale geldim, diyerek nükteyi patlatır.
Nurettin Uytun ise: Sayın Bakiler, bu deyişiniz bana, Merhum Alparslan Türkrş ile Merhum Serdengeçti Osman Yüksel arasında geçen bir diyaloğu hatırlatmaktadır. Müsaadenizle anlatayım, der ve şöyle anlatır: Alpaslan Türkeş hastahanede yatmakta olan titreme hastası (parkinson) Serdengeçti’yi zıyaret eder. Hal hatır sorup sağlık temennisinde bulunur. Hastalık sebebini öğrenmek isteyince
Serdengeçti aniden “Sizin yüzünüzden oldu!” der. ‘Türkeş, “Bir kabahatımız mı oldu Sayın Yüksel” der, Serdengeçti hemen nükteyi patlatır ve “Daha nolsun Albayım : ‘Ey Türk, titre ve kendine gel !’ dediniz, ben de titremeye başladım. Ama, bi türlü kendime gelemiyorum!” cevabını verir.
Bunu dinleyen Şair Yavuz Bülent Bakiler, ikinci nüktesini patlatır ve: “Aynı soydanmışız” der. : 02.04.2014 Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014
Derleyen: Mustafa Alper Tunga UYTUN - Erenköy/İSTANBUL: 02.04.2014
.............................. Saygı ve Selamlar...