KEHRİBAR’IM
Gölgem dolaşırken uzaklarda
Ve ufuklarda İbrişim kuşağının Sarkan ucundaki koza Ve püskülü, kınalanmıştı Kehribar renginde san ki Bedenimi sararken Kehkeşanlardan vuran ışık Kuşak püskülündeki o renk Tüm vücuduma yayılıyordu Asumanda,gözlerini ararken bıkmadan Aylardan Haziran Günlerden yirmi ikisi Saat beş buçuk iyi mi ? Koluna taktığın O kına sepeti, bahar çiçekleriyle Süslüydü Ama hep Kehribar rengiydi Sepeti saran Sindi renkler bir an San ki korkudan Bu renklemi geçecekti zaman Oysa ben Cam göbeğini Maviyi istemiştim yarınlar için Nedense Hep kehribar rengi aklımda kalan Heceler sükutta Uyaklar dönüşmüyor maviye Avazlar duyulmaya yetmiyor Mum kokusu değil Aradığım yârrr “Engir” (Akşam)’ a dönüşürken gün Aradığım ışık oysa Yarın Ramazan-ı şerifin ilk günü Ravza’da açan Gül rengini bildin mi Oysa Kehribar rengidir Oradaki güller Sevgililer sevgilisine koku saçarlar Misk-i amber Şimal rüzgarıyla gelir ..ve onu kına kokusu takip eder Kına kokusu da özeldir bilir misin Elde bıraktığı renkte kehribardır Alaz Alev Ufuk renkleri Büyüler insanı baktığı zaman Tablolarda bile Bir asil durur Amber balığından çıkan bu koku Camlaşmış reçine kehribar taşı Sarıdan kızıla yayılan bu renk Beni benden alır Sarar ruhumu Aç gözün seyreyle nevm-i baharım Cennet kokuyorsun sen kehribarım Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |