Sabır mı Sandın?
Sen sabırdan ne anlarsın a gönül!
Yılıp uslanmayı sabır mı sandın? Ah vah edip ne yanarsın a gönül! Derde yaslanmayı sabır mı sandın? Hakikat çarkını terse döndürüp, Aşk odunu evham ile söndürüp, Kuru ekmeğini suya bandırıp, Yavan beslenmeyi sabır mı sandın? Yokluk imtihanı harcadı seni, Haramiler dövdü günde enseni, Ne yazık ki bilemedin sen seni, Yere toslanmayı sabır mı sandın? Beş öğün secdeye değdi mi başın? Kanayıp vicdanın, aktı mı yaşın? Tükendi mi dünya ile savaşın? Nefse seslenmeyi sabır mı sandın? Okşayıp derdini sevdin mi söyle? O derdi vereni övdün mü söyle? Kin ve nefretini dövdün mü söyle? Vira hırslanmayı sabır mı sandın? Cihan peygamberi örnektir sana, Ne dertler verildi o has insana, Gör ki öf demedi Yüce Sübhan’a Günde terslenmeyi sabır mı sandın? Rab derdi verince seni çağırır, “Kulum gel, gel” diye sana bağırır, Her dert yepyeni bir derman doğurur, Dertle paslanmayı sabır mı sandın? Zengine imrenmek azardır, azar! Çevir bak Kur’an’ı onda ne yazar! Karun’da ibretin dik alası var! Ona süslenmeyi sabır mı sandın? Bir de bak Eyyub’a ne yaptı canan, Malını aldı da dert verdi hemen, Ve gör ki ne yaptı sabır o zaman, Sen yeislenmeyi sabır mı sandın? Şu beden mülkünü nereden aldın? Maliki unutup gaflete daldın, Çakır bu dünyaya sen niye geldin? Keder üslenmeyi sabır mı sandın? |