KASAP
Ve uyandı cellat
Kan kırmızısı gözleriyle yürüdü soğuk mermerde. Yanında kafası kesik bir düzine gövdeye aldırış etmeden Mırıldandı şarkısını, ruhu sönmüş bir beden gibiydi Umursuz ve alışmışlık duyguları vardı o gözlerde. Biledikleriyla bir parça daha daha ufaltıyor asılı gövdelerden birini Bir teyze kana susamış dudaklarının arasından iştahlı bir sesle çağırdı celladı Döndü cellat şiftahı yaptıran bu yaşlıya istekleri buyur ederek. Ve vicdan dokundu cellada, sızlattı yüreğini ki dilenci kadını çağırdı ’Al göz hakkını’ dedi. Ve dilenci diledi en tazesinden en canlısından bir parça Cellat aldı eline suç aletini katlettiğinde acıma hissi duymadığı cansız bedenden alıverdi bir parça daha. Bugünlük kazandığı paranın karşılığında fazlasıyla katilleşmişti Bırakıverdi her şeyi yol aldı evine sorgusuzca. |