(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
'HASRET BURCU' * şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
'HASRET BURCU' * şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
“bence şair, hayatı boyunca, üç burçtan: gurbet, hasret ve hikmet burçlarından geçiyor. ilki gurbet burcudur; şair önce bir süre bir gurbeti yaşar. sanki robinson gibi, ıssız bir adaya düşmüştür. sağda solda eline geçirdiği öteberiyle kendine bir barınak yapar. bir korunma içgüdüsü, onu, bulduklarıyla bir yapı, bir çatı kurmaya ve varlığını böylece kanıtlamaya zorlar. tam bilincinde değildir yazdıklarının ve bu dönemde rastlantının payı büyüktür. beğenisi sağlam temellere oturmamıştır. beğendikleri, iyi şairler de olabilir, kötü şairler de. gününün ustalarına raslamışsa, bu onun için bir şanstır. onlar gibi yazar; onlardan farksız da, onlardan iyi de yazabilir. ne var ki özentidir, taklit ve kendini arayıştır bu dönem ürünleri. yeri, zamanca kendine yakın birkaç kuşak içinde bir şairin tekrarıdır. gurbet burcudur bu. burada ne kadar kalınacağı da, şairine göre değişir. sonra sıra ikinci döneme, hasret burcuna gelir. şair, şiirini özlüyor, gurbetlerde oyalanmanın zaman kaybından başka bir şey olmadığını gördü. yazdıklarında da ne kadar kendisi, ne oranda başkaları olduğunu gördü. kendine özlemiyle dolmuştur. yoğunlaşır, belirginleşir bu özlem. şimdi şikâyetleri, tedirginlikleri kişisel biçimlere girer, kendi bakış açısını, kendi yazış biçimini bu süreçte bulur. saplantıları, inançları dikeyinde derinleşir. sularda halkalar eşmerkezlidir, kıyılara daha sert çarpar. şair, büyülenmiş gibi, içinde uzayıp giden kendi kervanının peşinde, asıl bu hasret döneminde, önleyemediği bir güçle kendini, kendi dünyasını aktarır bize. zaman geçer, birden görür: çevreyi, dünyayı dilediğince bir biçime sokmanın zorluğunu görür. mutluluk (çapı belli bir çevrenin ya da çok geniş bir alanın, diyelim dünyanın mutluluğu) hâlâ gerçekleşmemiştir. bunu anlar. anlar ki, kendi küçük özlemlerini bile gerçekleştirememiş, yakın çevreyi bile değiştirememiştir. gösterdikleri, hatırlattıkları yüzde kaç uygulanmış, sözü ne dereceye kadar geçerli olmuştur; görür, yazdı da ne oldu!o zaman hikmet burcuna girer. hikmet çapraşıktır ve çok az değişir. geçmişin büyük şairlerini o zaman anlar. niçin her biri bir yerde kötümser olmuş, dışımızdaki zamanın içimizdeki vakti nasıl çabuk tükettiğini algılamanın acısıyla niçin her biri yunus’laşmış, hayyam’laşmış, galip’leşmiştir. şair hikmet döneminde daha çok, değişmez alınyazısına geçer. kader ki alınyazısı değildir, en ileri uygarlık kesimlerinde de vardır. ve insan bıkar. özlemiştir, olmamıştır, bıkar. şimdi neye sığınacaktır: hikmet burcuna geçer. şikâyetlerin, isyanın şiiri; zamanla yerini, kabulün, benimsemenin, vazgeçişin şiirine bırakır. sözlüklere baksanız, nedir hikmet: bilgelik, gizli neden, insanlarca tanrı’nın anlaşılmaz amacı. ve bütün büyük şairler, bir gün gelmiş, hattâ günlersiz ayarsız, önceden, hikmet burcuna girmişlerdir. ve kalan, galiba daha çok, hikmet burcu ürünleridir. insanın en şaşmaz falını hikmet burcu gösteriyor; çünkü gurbetler geçici, hasretler geçici ve ebedî insan hikmet burcunda yaşıyor.”
“bence şair, hayatı boyunca, üç burçtan: gurbet, hasret ve hikmet burçlarından geçiyor. ilki gurbet burcudur; şair önce bir süre bir gurbeti yaşar. sanki robinson gibi, ıssız bir adaya düşmüştür. sağda solda eline geçirdiği öteberiyle kendine bir barınak yapar. bir korunma içgüdüsü, onu, bulduklarıyla bir yapı, bir çatı kurmaya ve varlığını böylece kanıtlamaya zorlar. tam bilincinde değildir yazdıklarının ve bu dönemde rastlantının payı büyüktür. beğenisi sağlam temellere oturmamıştır. beğendikleri, iyi şairler de olabilir, kötü şairler de. gününün ustalarına raslamışsa, bu onun için bir şanstır. onlar gibi yazar; onlardan farksız da, onlardan iyi de yazabilir. ne var ki özentidir, taklit ve kendini arayıştır bu dönem ürünleri. yeri, zamanca kendine yakın birkaç kuşak içinde bir şairin tekrarıdır. gurbet burcudur bu. burada ne kadar kalınacağı da, şairine göre değişir. sonra sıra ikinci döneme, hasret burcuna gelir. şair, şiirini özlüyor, gurbetlerde oyalanmanın zaman kaybından başka bir şey olmadığını gördü. yazdıklarında da ne kadar kendisi, ne oranda başkaları olduğunu gördü. kendine özlemiyle dolmuştur. yoğunlaşır, belirginleşir bu özlem. şimdi şikâyetleri, tedirginlikleri kişisel biçimlere girer, kendi bakış açısını, kendi yazış biçimini bu süreçte bulur. saplantıları, inançları dikeyinde derinleşir. sularda halkalar eşmerkezlidir, kıyılara daha sert çarpar. şair, büyülenmiş gibi, içinde uzayıp giden kendi kervanının peşinde, asıl bu hasret döneminde, önleyemediği bir güçle kendini, kendi dünyasını aktarır bize. zaman geçer, birden görür: çevreyi, dünyayı dilediğince bir biçime sokmanın zorluğunu görür. mutluluk (çapı belli bir çevrenin ya da çok geniş bir alanın, diyelim dünyanın mutluluğu) hâlâ gerçekleşmemiştir. bunu anlar. anlar ki, kendi küçük özlemlerini bile gerçekleştirememiş, yakın çevreyi bile değiştirememiştir. gösterdikleri, hatırlattıkları yüzde kaç uygulanmış, sözü ne dereceye kadar geçerli olmuştur; görür, yazdı da ne oldu!o zaman hikmet burcuna girer. hikmet çapraşıktır ve çok az değişir. geçmişin büyük şairlerini o zaman anlar. niçin her biri bir yerde kötümser olmuş, dışımızdaki zamanın içimizdeki vakti nasıl çabuk tükettiğini algılamanın acısıyla niçin her biri yunus’laşmış, hayyam’laşmış, galip’leşmiştir. şair hikmet döneminde daha çok, değişmez alınyazısına geçer. kader ki alınyazısı değildir, en ileri uygarlık kesimlerinde de vardır. ve insan bıkar. özlemiştir, olmamıştır, bıkar. şimdi neye sığınacaktır: hikmet burcuna geçer. şikâyetlerin, isyanın şiiri; zamanla yerini, kabulün, benimsemenin, vazgeçişin şiirine bırakır. sözlüklere baksanız, nedir hikmet: bilgelik, gizli neden, insanlarca tanrı’nın anlaşılmaz amacı. ve bütün büyük şairler, bir gün gelmiş, hattâ günlersiz ayarsız, önceden, hikmet burcuna girmişlerdir. ve kalan, galiba daha çok, hikmet burcu ürünleridir. insanın en şaşmaz falını hikmet burcu gösteriyor; çünkü gurbetler geçici, hasretler geçici ve ebedî insan hikmet burcunda yaşıyor.”