AKŞAM ÜSTÜHasretinden Rah’ları kemirdiğim Düştün imge’lerime; akşam üstü Gezer, dolanırım, pervaneyim, Ararım ; akşam üstü-akşam üstü’ Gören varmı? zülüfleri taraklanmış, Kaşı kirpiği; hüsnüne hüsna katmış, Dilinden petek petek ballar akmış, Ararım, akşam üstü - akşam üstü’ Doldu hikâyet, tutuyor dilde kelâm, Esen rüzgârlardan gene bir selam, Söyle diline kurban olduğum söyle! Nerelerdesin? geleyim akşam üstü’ Beş harften dizili, mübarek ismin, Değer eder bu cihanı bana; resmin, Yakışır dı sana, mor beyaz entarin, Işıl - ışıl gezersin; akşam üstü’ Uçan kuşlar! bari sizlere sorayım! Körpe maral gibi serde gezen kimdi? Deyin helede bulayım, aramayayım, Arşı arşı tepelerden bakınan kimdi? Bezenirdi dağlar, taşlar yumuşadı. Kıskanırdı sema, Bulut’lar toplaşırdı. Güneş- yıldız - Ay; Ziya’nı kıskanırdı. Dolaşırdın gözüme; akşam üstü’ Bülbül seda keser, gül ise kokmaz! Senden güzeli, bu alem’e doğmaz! Melek midir? perimi? aklı eren olmaz! Ala ideler düşürür akla; akşam üstü’ Kamerden şevk almış seher-i kevkep, Her kaşı bir kalem, duruşu hoş edep, İsterim, istesin bakmak için bir talep Bakışalım; akşam üstü - akşam üstü’ Fatih EFE (Hitaf-i) |
sevgilerle....