hâl û gam
yalnızdım
kimsecikler yoktu düşmüştüm bir fırtına sonrası gün alaca sarı kıraçta bir mezar okunmaz yazısı emaresi yok kimsesini bul ölende ölüm gibi meçhul mefkure susuz takat kesik göz nursuz arıyorum uzayıp gideni zaman külçe gibi ve de az son adımlar mıknatıs tabiatında arz sual yok hakikat görünmez derin sessizlik asıl bilinmez akiste gerçeklik yorgunum son ışıkta zayi bir benim giden gelmez uzanan el bir taş bir yazı zaman donuk bilinmezlik… sırra kadem alınyazısı kıraç ta, gün kırmızı sadece bir an kaldım kimsecikler yoktu. Ben hep yalnızdım. |