ALİYE DOĞRU
Ne gezersin bu ellerde divane
Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Yolların taşını etme bahane Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Bu benim derdimin dermanı Ali Şu deli gönlümün fermanı Ali Evvelin ahirin zamanı Ali Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Sahib-i Zülfikar’dır şu benim Ali’m Kudretin dilinden damlayan balım Şu çürük dünyada bir sağlam dalım Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Değil midir Ali suret-i canan Değil midir Ali Yusuf-u Kenan Degil midir Ali kandilde yanan Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Ebu Talip oğlu Ali’m de candır Bedende özcanım damarda kandır Bütün dünya bir yan Ali bir yandır Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Gel ey gönül yarışalım Ali’ye Çağlayalım varışalım Ali’ye Damla olup karışalım Ali’ye Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Aşığın bağrında bir od tutuşur Gözünün yaşına kanlar katışır Ali’nin bağında bülbül ötüşür Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Derdim çoktur kime varıp söyleyim Bu dertlere nerden derman eyleyim Söyle bana daha burda neyleyim Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Didelerim yaşlar ile dolmadan Dünya bahçesinde gülüm solmadan Azrail arayıp izim bulmadan Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Güzel sevsem yüzün dönüp bakmıyor Çok yanmışım artık ateş yakmıyor Kahpe felek cefasından bıkmıyor Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Şu garip başıma ne dertler aldım Gam keder içinde perişan oldum Kervanı kırılmış çöllerde kaldım Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Yüküm çoktur kemiklerim sızlıyor İki gözüm dost yolunu gözlüyor Bu fakir kul Ali’sini özlüyor Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Şu dünyada dilediğim olmadı Çalındım çırpındım yüzüm gülmedi Bekledim güzelden haber gelmedi Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Şu benim çektiğim bitmez zulümdür Yürüdüğüm taş dikenli yolumdur Bu rüyanın sonu elbet ölümdür Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Bu yurt bizim değil konar göçeriz Ab-ı firkatinden elbet içeriz Tatlı canı ol toprağa saçarız Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru Ta ezelden bendesiyim Ali’nin Gece gündüz yolcusuyum yolunun Bağışlar günahın Emrah kulunun Gönül kalk gidelim Ali’ye doğru 17 Şubat 2014-Pazartesi |