kervanGöçkün ötelenmelerden ardıl bir sen kaldın Açtın yüreginin dizginlerini ölüme Hadi gel buradayım dedin. Bense oralarda kalmıştım uçsuz yolculukların ansıdıgı Gördü kırılgan yolculuklar seni aradım. Tüm çocuklar aç ve yoksunken Tok olmak olmazdı egreti sofralarda Bunu sen anladın. Devrimci bir duruşu vardı korkunun Çıkmak vardı sokaklara gerçi olmadı Dikenliydi kaldırımları şehrin Emekçileri yorgun ve bitkin Gittin o beyaz önlüklü hekim kadına Tutsaklaştın yitikleştin. Hani o çok sevdigin ankarada Hani cebecide ilk öpüştügün yalan Aldı götürdü bir kırmızı kiremitli eve Göçer göçer ölümler getirdi kervan. Şimdi yıkık duvarlar ardında bir ömür Kadınsa türkülerinde memleketin İnançlarım inançsızlıklarımla yoldaş Yolculuklarımla kendimceyim. Ve göçkün ötelenmelerden ardıl kalan Kırmızı kiremetli evde olmuştu her şey Açlık ve umutla karmaşık Kervanca yol kat eden ölüm Ve dikenli kaldırımları şehrin. |