ben hep geri durmak istesem de
şu meret aşktan
kaçmanın hiç mümkün’atı yok ki
bu işten kim kaçabilmiş ki
geçmiş ve geleceğini köküyle inceledim de
kapılıp da gidenin
haddi hesabı olamayacak kadar da çokmuş

eşi emsali yoktur bilirim aşkta ki ateşin
bu aleme gelmez ki senin bir daha eşin
ne gördüm ne duydum
içtenlikle senin gibi gönlümü ve kapımı çalanı
yaşamı pahasına hiçte düşünmeden
ve göğsünü gere gere siper edişte canla başla
benim uğruma ölümü bile göze alanı

istemesem bile sen içimin ta içindesin
senin cismini kazıyıp da söküş de atamıyorum
içime işlenmiş’sin çakılarak sanki bir mine gibi
gönül gönül’ede girmiştik biz aşk kapısından
gecelerim de görürüm tek kalmışlığımı en elasından
sanki tek ben miyim maşukuna yanıp da tutuşan
ne közler gördüm ben sancılı yanışlar içinde
kül gibi telef olup da uçup da gittiler

Hakkım yarattığı bu düzeni nasıl işletiyorsa böyle
aşkı bile aklı şaşırtır yol yordam tanımaz ki
sönmüyor nedense
insanda ki bu aşkın püsküllü sevdası
yanıp tutuşmaz’sak eğer kalır mı ki vuslatın tadı
istesem de ayrılığı yaşamak öylesine zor ki
sözüm geçmiyor ki zırdeli bir gönül bu
hem istiyor
hem de istemiyor

gayri baş köşeye gelip de buyur etsin bari
feryat figan ve acılar
çöksün yüreğime o kahredici özlemin hazanları
çıkılmaz bir dehliz deyiz gibi
çarptık mı şimdi duvara
ve istemeden birbirimizden koptuk şimdi
sen bir yana ben öteki yana
dönüp dönüşte şu işin sonucuna da bak
düşürüldük biz ayrı ayrı ellere
toz olup savrularak
dağılışta da kaldı vuslatımız Huzur’u mahşere
belki de orada biz de kavuşabiliriz ahu gözlü
kim bilebilir ki
cennette Hak Teâlâ eğer kabul ederse ki
seni bana beni de sana canı gönülden sözlü…



(03.06.2015) AZAP…