HUZUR ŞEHRİNİN SÂKİNLERİBu kavgalar...Savaşlar... Köşe kapmalar... Nedir paylaşılmayan bunca zaman? Bir gülücük; güneşin sıcağını dolduruveren yüreğe, Bir selâm; sarıveren dostça, büründüğüm yün şal... Ellerin buluşması yavaşça; gönülden gönüle akan duygular... Ama artık yok gibi bunlar... Dün geçtim o huzur şehrinden; Sükûn içinde, sessiz bir diyâr... Sanmayın ki uyuyorlar... Dalmışlar derin düşüncelere, Tefekkürle değişilmiş uykular... İnanın duydum onları, Sessizce konuşuyordular... Huzur şehrinde kavgasız, Orda çok mutluydular. Çiçekler ve ağaçlarla süslü evleri, Gölgeler içinde dinleniyorlar... Duydum gülümseyişlerini sessizce, Ruhlarındaki dinginlik ne güzel... Okudum, kimdi, neydi? Gölgeler, çiçekler içinde boydanboya, Sanmayın dertliydiler... Dalgalanmış bir deniz gibi yer yer Çiçekli topraklarda uzanmış, Sükûnun eli mahzun alınlarında, Tarıyor meltemleri sessizce, Hasret rüzgârları dolanmış saçlarına... Dünya ne zormuş anladım, Şimdi huzur doldurdu içimi. Annemi, babamı, kardeşlerimi; Huzura koşmuşlar, çabaları ondanmış. Ondanmış yavrumun hızla ipi göğüslemesi... Çiçeklerde gülümseyen gözleri, Gülücükleri ışıl ışıl... Açan tomurcuklarda selâmları. Ağaçların sallanan dallarında, Yapraklarında sesleri, Usul usul şarkı söylüyorlar bir ağızla... Duymasını bilenlere neler söylediler... Kokladım rengârenk çiçeklerini... Öylesine içtendi gülümseyişleri. Ne yer kavgası vardı, ne köşe kapmaca... Huzur şehrinin sâkinleri, anlattılar gülümseyerek, Sessizce dinledim hepsini... Hâlenur Kor |