Bir çay daha almaz mısınız
neden bilmiyorum
ama mutlak yakmalı ağzımı yudumlayacağım çay nasıl bir açıklaması yoksa içimizde tepinip duran boşluğun işin kötüsü bir kadehi tutar gibi tutmuşumdur hep. buna içsel bir özentide diyebilirsiniz... neden bilmiyorum ilk yudumda söz hep bir çiçekten açılır öyle uzun, öyle ince isterseniz kötü bir alışkanlık sayın bunu ikincisinde çok eski bir şarkı koşullandırır gibi maviye bir çok şeyi ve sonra bir sahil kasabası ellerimle koymuştun masaya- nasıl hatırlamam denizi diri, martıları uçuk kaçık bilmiyorum, nedense- soğuk bir film sahneye konulur ben böyle aynayı her yokladığımda, oysa bir otobüse bakardı her şey yani olabilirliğine sevdanın bak, nasılda bir cam kenarı gibi durdu zaman -bir çay daha almaz mısınız Muhittin bey ? daha uzaklıklar sahiplenmemişken büsbütün sizi malum mevsimlerden kış |