ANKARA
Yelin, elin, selin önüne geçilmez.
Atasözüne istinaden... Kini, nefreti atmayı Şuna başka bir şey denmez Öğren ufacık yutmayı Yelin önüne geçilmez Sabır nedir bilmelisin Buna başka bir şey denmez Atasözü demelisin Selin önüne geçilmez Avlanan Atasözümden Ona başka bir şey denmez Tavlanan Atasözümden Elin önüne geçilmez II Senelerin yazından Bambaşkadır Ankara Ozanların sazından Bir başkadır Ankara Gönülde hüzün sancı Derdime gardaş, bacı Hacı Bayram baş tacı Bir başkadır Ankara El pençe dur Babaya Etimesğut-Çankaya Keçiören papatya Bir başkadır Ankara Başkentimizdir adı Atalardandır tadı Orada Paşa-Kadı Bir başkadır Ankara ANKARA Ankara bir yüz geçti senden Beş olamadın Beş yüz elli kişi sende Bir Türkeş’e eş olamadın Şimdi sen neye yararsın İçim yanar Böbürlenmek neyine yarar… Beş yüz elli taş Bir olup olamıyor baş Göz çıkardılar Yaparken kaş Bu Millet İmralı yı Boyuna enine sorar… Sussss sakın bir şey söyleme Baş değilsin bari diş ol İşe yarar iş ol Haine şiş ol Tanrı aşkına bir söküğe yama Yırtığa dikiş ol Yoksa Millet olanı Sandıkta arar… Gözlerim arıyor Türkeş şimdi nerde Türkeş Cennette gardaş Beş yüz elli şerde Beş yüz ellinin içinde Hüner var bir Er’de O da benim Devletlimde Tanımıyor Milletim Anlatıyorum künde Abazaya, Laza, Kürde Kimi anlamaz kimi anlar Anlattığım kâr Anlatamadığım zarar… |