Türk Lirası'nda DoğumYüz Para’yı görmüştüm, orta yerinden delik, Sarı mâdenindendi, kıyında yoktu kertik, Bir Kuruş’a denirdi; az kıymetli Metelik, Şimdi plâstik kart var, huzur ortadan delik!. Arşiv ve şiir: kadiryeter Kadir Yeter. 15.5.2015 TRABZON. |
Aciliyetten dolayı yol paramı ve orada maaş alana dek ufak tefek harcamalarımı karşılamak için harçlığımı eniştem koymuştu cebime. Bizim memleketle Ankara
arası 2 (iki) lira idi, şimdi sanırım iki liraya iki ekmek alınıyor, elli kuruş da
artıyor.
Fotoğraftaki banknotların hepsini gördüm, bozukluklardan da hatırladığım en eski paralardan bakır rengi beş kuruş, on kuruş ve sarı yirmibeşlik...Ne kadar değerliydi, bir sarı yirmibeşliğe bir torba dolusu bisküvi verirdi yaylada bulunan tek bakkal...
Bakkal ne cimri adamdı yahu, gözümüz üzeri kendi tozuyla kaplı lokumlara kayardı da zırnık vermezdi (adam haybeye lokum dağıtıyormuş gibi kahırlanmamız niyeyse, o da onun işiydi sonuçta, mevlit şekeri dağıtmıyordu ya) ...Biz bisküviden vazgeçmezdik o da beleşe lokum vermezdi hatta veresiye bile vermezdi, yarın bedelini getireceğiniz ne malum derdi...
Çocukluk işte...
Nohut harmanlarının yerinden toplayıp getirdiğimiz nohutları ucuza kapatmakla ihya olmuştu rahmetli... Allah taksiratını affetsin...
Oysa evde kuru incir, üzüm, her türlü meyve ne çoktu, çoktu ama çocukluk dedik ya, ille de şeker çekerdi canımız...(Kimse ben sevmezdim demesin, diyemez de zaten, çocuk olup şeker sevmeyenin alnını karışlarım....:))
Latife bir yana;
Bütün bu anıları hatırlatan dörtlüğe ve şairine selam olsun...
haticeak tarafından 6/15/2015 4:56:38 PM zamanında düzenlenmiştir.