İman-ı enel hak
Enel hak dediğimizde astılar bedende bizi
Darağaçlarında isyan zalimlere can nedir ki? Dilimiz hakka döndükçe Hakkı bilmeyen kullar var Gönlümüzde nur-u güneş karanlığa tan nedir ki? Nefsimiz arda söndükçe Hakkı bilmeyen kullar var Firdevs-i aladan aldık Kevserde akan sevgiyi Levh-i mahfuzda yazılı hak aşkıyla yolda öldük Künde melal-i aşığız Rahmanı Rahim-i bildik İblis-i karin mi dersin biz onu şiardan sildik Gönülde kibri yendikçe Hakkı bilmeyen kullar var Halil-i İbrahim olduk gönlümüzün sofrasında Aşk ile semah dönmüşüz Hallacı Mansur´la darda Anda yüzüldü derimiz Nesimiyle sırrı harda Doğru geldik eğriye ne bütünüz hak ile varda Nur-u nebiler indikçe Hakkı bilmeyen kullar var Hülyalarda yaşamadık hakikat bağında iken Ser çeşmenin sakisinden içtiğimiz dolu ilim Pirimizle vardık hakka hak için öğrendik bilim Ezen ezerken halkımı darağacında bir gülüm Kul haksızlığa sindikçe Hakkı bilmeyen kullar var Hakikatin aynasıyız dünyayı güzel gösteren Dinle sözümü ey gafil Ahmed-i Muhtar yolumuz Miraç-ı kırklar ceminde Ali´dir bizim dolumuz Sahrayı Kerbela ile Caneli atar solumuz Mazluma zulüm bindikçe Hakkı bilmeyen kullar var |