Dinle, şimdi sen varsın İsmail’in yerinde Bir bıçak bileniyor, çarklarında zamanın Benliğin yüzülecek ruhun beraberinde Tam gözleri önünde bütün ehl-i semanın
Boşuna semadan koç bekleme, ey maskara Ruhun göğe çıkacak gül kanlara boyanmış Et, kemik her ne varsa, paylaşacak fukara Onu pişirmek için, çoktan bir ateş yanmış
Gördüğün karelere »yalan« desin bir insan O gün ağlayacaksın, hemi de tam dört saat Seni derd u gama, gark edecek son haziran Kabuğu çatlatınca, »zakkum« gibi hakikat
Diz çöktüğün toprakta, büyük iz bırakacak! Gözlerinden damlayan katran gibi günahın Etrafında duranlar, şaşkın şaşkın bakacak Tebessümle bitecek masum meded nigahın
Yine de korkuyorsun, değil mi, ey maskara? Sen de haklısın; çünkü mucize bekleyen çok Bir avuç insana, en son rahim, bir mağara Heyhat ki hâlâ ona doğru emekleyen yok
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SON HAZİRAN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SON HAZİRAN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.