VARMIKİ
VARMIKİ
şikayet etme sen param yok diye Şimdi sökükleri diken varmı ki Bu vurdum duymazlık bu israf niye Şimdi idareye bakan varmı ki Gezinir saihilde iş sarmış sarpa Ekmiyor tarlaya buğdayla arpa Bak yufka yapanda yok çarpa çarpa Şimdi tarla toprak eken varmı ki Artık eski mutlu günler bilinmez Düğünden dernekten tat tuz alınmaz Caz çıktı yöresel hava çalınmaz Şimdi bozlak halay çeken varmı ki Piknik yapan yoktur bağda kırlarda Gençlik mesken tuttu kafe barlarda Hayır armayın bunca şerlerde Şimdi tevbeyle yaş döken varmı ki Cep cepken delinmiş hava atıyor Hilali der birde caka satıyor Saygı sevgi bilmez kafa tutuyor Şimdi büyüğne baş büken varmıki Hamitli Hilali Rabia Saylam Taşdemir |
Ne kadar çabuk unutuldu, değişti değiştirildi değerlerimiz.
Asırlar geçmedi ki üzerinden, daha dün gibi... Lâkin bir daha geri gelemeyecek kadar uzak o günler.
Ne kadar da hazırmışız biz kendimiz olmamaya...
Değerliyi değersizle değişmeye...
Yerde bir çivi görülse eğilinir ve alınırdı.
Bir ekmek parçası yere düşse üç kere öpüp alnımıza koyar ve sonra yüksek bir yere bırakırdık.
Yama ayıp değil, tasarruftu.
Çalışmayan kınanırdı, çalışan başı dik gezerdi.
Alın teri gibisi yoktu.
Hele hele haram... Allah korusundu...
Mektuplar; Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperek başlar ve öyle biterdi.
Şimdi ne büyükler büyük ne küçükler küçük ne yazık ki...
İnsan üzülüyor elbette ve kaygılanıyor...
Nasıl bir yarına bırakıyoruz çocuklarımızı
Allah ıslah eylesin bizleri ve affeylesin inşallah.
Unutulan ve unutulmaya yüz tutan değerlerimizi mısralarına taşıyarak,
dikkatimize sunan, yeniden hatırlatan Değerli Şairemizi canı gönülden kutlarım.
Saygılar ve selamlar ile...