bahane
halbuki ne bahanelerim vardı
yaşamak için bir fincan kahvenin dostluğuna inat bir bahane bulup dünyaya barışı getirecektim , bahanesi yoktu buna çok güldüm zeytin dallarıyla sarsam dünyayı bahane olur diye düşünürken çektiğim sigaranın dumanı kendime getirdi beni gökyüzüne salsam milyonlarca güvercini ya vururlarsa içinden birini ölüm değildi barışın bahanesi bir ömür geçti zeytin dalları meyvesiz güvercinlerin kanadı kırık umutlar hep çaresiz bahanesi bile yok bir kahve kadar bu bahaneyle bulunca şişenin dibini olurum bir barış güvercini salarım kendimi gökyüzüne ayılana kadar uçarım buda bana bahane olur |