Sen Kadınım Kısrağım Sen Ki Cilveli Tayım
Ondört müydü onbeş mi evlendiğmde yaşın
Ahu gözlü ceylandı o sene düşen payım Sayende sızlamadı bir gün olsun şu başım Sen kadınım kısrağım sen ki cilveli tayım Dokuz tane evladın sen ki nazlı anası Seninle sarsılır mı bu gönülün binası Tatlı diline kurban Yahyalı’nın sunası Seherde doğan güneş gece yıldız’ım ay’ım Yedinci balamıza gebe idin ya o yaz Yayla obasın daydık geceler de çok ayaz Çadırlarda doğmuştu güzel kızım nur beyaz Sen Erciyes kekiği sen ki benim dağ çayım Erciyes’in döşünde keklik gibi sekerdin Mor beliği örüp de omuzundan dökerdin Onca çileyi kahrı of demeden çekerdin Deki toprağa girdim söyle ben nasıl cayım Ne çabuk doldu vakit ne çabuk soldu gülüm Bizi ayırdı işte vay şu vicdansız ölüm Bekle ben de gelirim bu dünya sensiz zulüm Ben bu zindan günleri gülüm ben nasıl sayım Mehmet amca sevdayı anlattı mezarlıkta Dünyaya sığmaz gülüm nasıl yatar darlıkta Sevmek bu olsa gerek yoklukta ve varlıkta Kul Garib’im Yürekten çıkmaz eyvahım vayım Emine Çerçi |
Bizi ayırdı işte vay şu vicdansız ölüm
Bekle ben de gelirim bu dünya sensiz zulüm
Ben bu zindan günleri gülüm ben nasıl sayım
emine hanım bu güzel dizelerinizi kutlarım
kaleminizdaim olsun
selam ve saygılar...