DOSDTAN DOSTADOSDTAN DOSTA DOSTDAN DOSTA – 1 DERTLİ KÂZIM KİM .......Kâzım DERTLİ’ye Dertli Kazım kim olursun? Seni sorup bilmek gerek, Çok ağlama kör olursun Göz yaşını silmek gerek. Zevkle çalış doğru geçin İyi güzel günler seçin Derdi çekmek nasıl, niçin? Dünya tatlı görmek gerek. Herkes ahbab herkese de Yalnız durma bir köşede Hırsla başla her işe de Bilmiyorsan sormak gerek. Zerre zerre su damlasan Toplanıp da tam çağlasan Ve nihayet umman olsan Arşa çıkıp yağmak gerek. Bizler yolcu dünya handır Kalıbından çıkan candır Biten ömür küçük andır Ölmek için doğmak gerek İsmailoğlu bak ne der Hayatını etme heder Yoksa hizmet boşa gider Gönül dostu bulmak gerek. ---- 10.03. 1990 - Adana İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul …………………………………….. DERTLİ’DEN İSMAİLOĞLU’NA ....İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Üsdadım mektubun aldım okudum Yıkılmış binaya istemez direk. Derdim iple ördüm sık sık dokudum Üstada derdimi bildirmek gerek. Bir anam var, hasta doksan yaşında Bekliyorum hergün heran başında İniler, sızılar ağlar karşımda Dermanın bulup da dindirmek gerek. Çok zaman dolaştım il il gezerek Gahi gülüp gahi kendim üzerek Ölmüş bir insana dünya ne gerek Cenazesin kılıp kaldırmak gerek. Anlıma yazılmış kara yazılar Anlamıyor beni burda bazılar Kalpteki yaralar yanar, sızılar Dermanın arayıp buldurmak gerek. Üsdadım ben birgün ordan geçerim Kapınızı çalar hem de açarım Muhabbet yapar da çay da içerim Hoş sohbetle beni güldürmek gerek. Dertli Kazım çökmüş gönlümde yasla Bütün ömrüm geçti, kederle yasla Görüşemez oldum ahbabla dostla Hatırdan, gönülden sildirmek gerek. ---- 15.04.1990 - Yumurtalık. Kâzım DERTLİ - Yumurtalık. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 2 EY FERRAHİ .......... AŞIK FERRAHİ’ye Ey Ferrahi hergün hasta görünün Doktorlara gidip sıra alsana, Dayanılmaz ağrı çeken sürünün Acı, sızı dinen yere varsana. Oturun takatım yok dersin anlar Kulak verir sırtın, döşünü dinler Sana ilaç verir, derdini söyler Senin bu derdine çare sorsana. Takatın yok ise kolundan tutum Doktor karşısına götürüp atım İlaç almak için plak’ın satım Derdin karşılığı para alsana. Yaşamak dediğin var azı sende Düşer bedenine kor, sızı sende İstemesen bile yar bazı sende Em alarak yarla yara sarsana. Dertli günlerini acıyla anma Üzülme, gücenme kimseye kanma Allah vermiş ise başka şey sanma Bu kara bahtını nara sürsene. Der İsmailoğlu sıra doktorda Şifayı dilersen çare doktorda Derdin çek isteme kira doktorda Bu derdi çekmeye kiralansana. ---- 12.01.1967 - Adana İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul …………………………………. EY İSMAİLOĞLU .......... AŞIK İSMAİLOĞLU’na Ey İsmailoğlu çok hastayım bak Lokmana gittim de sıra yok dedi, Peki gidiyorum benden elin çek Gidemezsin hiç bir yere yok dedi. Oturmaya takatım yok anladı Kulak verdi sagım, solum dinledi Tam derinden bir ah çekti inledi Senin bu derdine çare yok dedi. Dedim gelin benim kolumdan tutun Issız bir yerlere götürün atın Kendi geldi bu dert almadım satın Yardan gelen derde para yok dedi. Yaşadtğım yaşın var azı bende Çekilmez bu maraz kor sızı bende Gönlümden atsamda var bazı bende Beden hasta fakat yara yok dedi. Tedaviyle topal, aksak da seken Allah’ın verdiği dertleri çeken Lokman Timuroğlu iyilik eken Bahtına yazılmış kara yok dedi. Der Ferrahi bana çare var Lokman Yanın kalabalık sıra ver Lokman Çok çektim bu derdi kira ver Lokman Ne kadar taşısan kira yok dedi. ---- 12.01.1967 - Adana Aşık FERRAHİ -Ceyhan / Adana. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 3 AŞIK EMRAK HABER VER ..... Cemil Cahit Güzelbey’e Senelerce uzak kaldım İl’imde Gaziantep İli nasıl haber ver? Şivesi, aksanı tam mı dilinde İlin güzel dili nasıl haber ver? Komşulara akşam haber ederdik Süt içmeye seher vakti giderdik Bülbül sesin bahçe, bağda dinlerdik Alleben’in gülü nasıl haber ver? Yaşlı, küçük gider idik sahreye Tekmil binilirdi atarabaya Arada sırada bazen de yaya Nurgana’nın yolu nasıl haber ver? Boz tepeler, gedik beller aşılır Dülük Tepe orda ayak basılır Cümbüş, tambur neşe verir coşulur Başpınar’ın beli nasl haber ver? Cartlak kebab şişe doluşu usul Çiğköfte’nin acı oluşu hasıl Pekmez güleğinde duruşu nasıl? Baklavanın balı nasıl haber ver? Hele sonbaharda gidilen yerler Sıypancak Kaya’da kayar mı döller? İğne atsan yere düşmeyen haller Çıksorut’un dolu nasıl haber ver? İSMAİLOĞLU’ndan Emrak’a hürmet Dudluk nice yerler geçmişten kıymet Bana bildirirsen sizlere zahmet Kavaklık’ın hali nasıl haber ver? ----- 15.10.1988 - Gaziantep İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul ……………………………………. HALİMİZ DEĞİŞTİ .... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Yurdumuz bildiğin adamı başka Adamlar azaldı dili değişti, Kişileri başka, yordamı başka Çoğunun gidişi, yolu değişti. Şimdi cep doldurma olmuştur adet En önde yer alır şahsi menfeat Hatıra, gönüle yoktur riayet Şaşırırsın, Tanrı kulu değişti. Pek de yavanlaştı şu politika Dalevere, vurgun çıktı ayyuka Aka kara, kara denilir aka Partilerin sağı solu değişti. Yabancılar doldu Gaziantep’e Gecekondularla oluştu tepe Taşlar gitti beton dök sereserpe Binalar değişti holu değişti. Gaziantep artık başka bir şehir Tüm sahre yerleri kayboldu birbir Vadiler, tepeler ev doldu yer yer Yamacı değişti, beli değişti. Eski Alleben’de kalmadı eser Kavaklık da ise sarhoşlar gezer Atatürk Parkı’ndan hiç yoktur haber Yeşili değişti, alı değişti. EMRAK çok konuşma olur gocunan Halinden memnundur vurguna konan Bu dönem de sürsün hele bir zaman Devletin parası, pulu değişti. ----- 20.11.1988 - Gaziantep Aşık EMRAK (Cemil Cahit GÜZELBEY) İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 4 AŞIK FEYMANİ’ye Kanat taktı uçtu, denizi geçti Kimlere alamet Aşık Feymani, Hakandı zehirle ölümü seçti Kimlere nadamet Aşık Feymani. Günlerce balığın karnında kalan Kuyuya kıskançlık için atılan Saraylara köle diye satılan Kimlere bu töhmet Aşık Feymani. Ölmeden yetmiş yıl zindanda kaldı Dipdiri yılanı tutup kim saldı Ejder şahı oldu koynuna aldı Kimlere selamet Aşık Feymani. Kabe’deki kutsal söyle ne taşı Üç gün koltuğundan kesilen başı Taşıdı, ölmedi, yaptı savaşı Kimlere hak hikmet Aşık Feymani. Duvara binerek onu yürüten Kurtlara yem için etin çürüten Acıya katlanıp sabır büyüten Kimlere haz zahmet Aşık Feymani. İsmailoğlu’nu kimdir yar eden Yerdeki ummanı gökten kar eden Canlıyı, cansızı yoktan var eden Kimlere bu nimet Aşık Feymani. ---- 12.07.1962 - Kadirli İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul ……………………………. AŞIK İSMAİLOĞLU’na Kanatlanıp uçan Caferi Tayyar Uçağa alamet İsmailoğlu, Yıldırım Bayazıt zehiri içen Timur’a nedamet İsmailoğlu. Yunus balık tarafından yutuldu O Yusuf ki bir kuyuya atıldı Köl’oldu Mısır’a gitti satıldı Kardeşine töhmet İsmailoğlu. Zeynel Abidin’dir zindanda kalan Veysel Karani’dir yılanı salan Şahmeran Ejderi koynuna alan Yılana selamet İsmailoğlu. Hacerül Esvet’tır Kıblegah taşı Koltuğuna almış Genç Osman başı Keramet gösterip yaptı savaşı İlahi bir hikmet İsmailoğlu. Hacı Bektaş Veli duvar yürüttü Eyyüp Peygamberdir tenin çürüttü Kurtlara katlanıp sabrın büyüttü Acıya haz zahmet İsmailoğlu. Feymani aşığı haktır yar eden Umman buharını gökte kar eden Kün emriyle kainatı var eden Aleme bu nimet İsmailoğlu. ---- 12.07.1992 - Kadirli . Aşık FEYMANİ. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 5 AŞIK İSMAİLOĞLU ... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Bay İsmailoğlu Mustafa Yılmaz Aşıklar cihanda onmaz nedendir? Yanar, tüter durur, çilesi dolmaz Kurumaz gözyaşı, dinmez nedendir? Hikmetini düşün eyle yorumu Bekliyorum can cevapla sorumu Ateşler içinde gönül zarımı Narı yanar nuru yanmaz nedendir? Çark eder kainat döner ayarda Onsekizbin alem uygun biyerde Yeniden dirilir ruhlar seherde Günü gelen gider dönmez nedendir? Sürünür yerlerde çağlar yorulmaz Okyanusa varmayınca durulmaz Katiyetle menziline erilmez Güneş şule verir sönmez nedendir? Pir elinden içtim aşk badesini Bilen var mı onun hammaddesini Muallakta duran arş gövdesini Direksiz gökkubbe inmez nedendir? Abdulcabbar Yurt’um şaşkına döndüm Sevdasına düştüm tutuşup yandım Rahmet pınarında yundum uyandım İçtikçe içenler kanmaz nedendir? ---- 16.10.1996 - Adana Abdulcabbar YURT ------------------- AŞIK NİMETİ ........Abdulcabbar YURT’a Dost Abdulcabbar Yurt Aşık Nimeti Pişmek için yanmak onmaz manadır. Aşk bahçesi ateş vardır hikmeti Göz yaşları dökmek dinmez manadır. Yangınımın deşeledin korunu Can içinde cevapladım sorunu Sur üfleyip öttürürler borunu Nar yanıcı nur yanmayan manadır. Kainata düzen koymuş oradan Beş milyarı canlandırmış yaradan Basılbadelmevd bulunur sıradan Son makamda can dönmeyen manadır. Gökten bulut bir emirle damlayan Menzil alıp ummanları boylayan Toprak, ışın sentezini anlayan Şule candır fer sönmeyen manadır. Pir elinde gönül çeker haddesi Sevgi saygı aşkın ilk ham maddesi Sanma dünya muallakta guddesi Gökkubbe emirsiz inmez manadır. İsmailoğlu’yum manada nokta Sevdam yüklü nişan alınan okta Arzda olan rahmet kütleden çokta Doymazsın içtikçe kanmaz manadır. ---- 20.10.1996 - Adana. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 6 SEN NİÇİN GELDİN? .........Mansur EKMEKÇİ’ye Kendini bilmeyen kimseyi bilmez Fani meclisine sen niçin geldin? Dünya savaşırken gözyaşı dinmez Hercümert içine sen niçin geldin? Can alan susmuyor karşısı nerde? Analar, babalar tutulmuş derde Bilgelik nerede? Felç olmuş ser de Fersiz alemine sen niçin geldin? Irgalanır arzda sahte müsellem Bir lokma uğruna dönüyor alem Namertler yapıyor allem ve gullem Hile ilmeğine sen niçin geldin? Hırsızlar nerede dürüst nerede? Ummanlar kaybolmuş susuz derede Yemyeşil topraklar hangi serada Helak düzenine sen niçin geldin? Gökte Ozon durmaz delik tabaka Dostluklar bozulmuş düşman yalaka Duygusuz insanda var mı alaka? Sevgi iremine sen niçin geldin? Doğru yanlış çalar hep aynı telde Kardeş kardeşiyle durum ne halde İsmailoğlu der ne gelir elde İnsanlık demine sen niçin geldin? ---- 02.04.2002 - Adana İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul ------------------------------ İNSAN DERGAHI ... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Kendini bilmeyen kula yanarım İnsan dergâhına girmeye geldim. Savaş benden uzak, gelse kaçarım Dünyaya barışı, sunmaya geldim. Silahlar susmuyor insanlar yerde Analar ağlıyor, feryat göklerde Cehalet kör olmuş gözlerde perde Gözlerin ışığı, olmaya geldim. Hortumcular patron, dürüstler çırak Kimi yerde seller, kimi yer kurak Yemyeşil topraklar olmadan çorak Bu hale koyana, sormaya geldim. Gökyüzünde matem, yerler karanlık Dostluğun yerini almış düşmanlık Duygular körelmiş, bitmiş insanlık Kaybolan sevgiyi, bulmaya geldim. Yanlış yola sapar, doğru dururken Kardeş, kardeşine kıyıp vururken Mansur dayanır mı can kudururken Onun için “insan olmaya geldim”. ---- 02.05.2002 - Adana. Mansur EKMEKÇİ - Adana. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 7 CAN MAHTURNA ..... Aşık MAHTURNA’ya Seni gördüm saz elinde Can Mahturna gül Mahturna, Heyecanlı söz dilinde Can Mahturna gül Mahturna. Elindeki saz dillenir Aşkın Bismil’de söylenir Türkmenhacı köy ünlenir Can Mahturna gül Mahturna. Hacıbektaş yollarında Dostlar tutar kollarında Cemal’imin ol yanında Can Mahturna gül Mahturna. Gönül gözün beni gördü Endamın karşımda durdu Sen dedin de Anan sordu Can Mahturna gül Mahturna. Ben bir sordum sen söyledin Beni mrcliste eğledin Dara durduk cem eyledin Can Mahturna gül Mahturna. İSMAİLOĞLU da gördü Cemal’ine gönül verdi Bismil’e selam gönderdi Can Mahturna gül Mahturn ---- 25.08.1986 - Adana İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul ---------------------------- SAZ ELİMDE ... Aşık İSMAİLOĞLU’na Saz elimde çalıyorum Can Aşık İsmailoğlu, İşte geldim gidiyorum Can Aşık İsmailoğlu. Elimdeki sazı sordun Bismil’i yurdumu övdün Sana olan aşkı gördün Can Aşık İsmailoğlu. Hacıbektaş pir yolumda Dost oldun tuttun kolumda Cemal’in kanar gölümde Can aşık İsmailoğlu. Seni isterim yanımda Turna olup mah gölümde Anamın sözü dilimde Can Aşık İsmailoğlu. Cem eyledik birlik olduk Gönül sorduk dara durduk Meclislerde aşkı bulduk Can Aşık İsmailoğlu. MAHTURNA der yollarıma Sıcak vurdu tenlerime Terler doldu güllerime Can Aşık İsmailoğlu. ---- 25.08.1986 - Adana Aşık MAHTURNA. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 8 AŞIK MAHTURNA .... Aşık Mahturna’ya Bekliyorum yollarını Aşık Mahturna Mahturna, Açıyorum kollarımı Aşık Mahturna Mahturna. Yollarımız uzak sanma Olur olmaz söze kanma Cemal’imden başka anma Aşık Mahturna Mahturna. Benden davet senden zahmet Gelirsen de sana hizmet Soframda da vardır nimet Aşık Mahturna Mahturna. Gel de gözün ben olayım Dilde sözün ben olayım Elde sazın ben olayım Aşık Mahturna Mahturna. Turnalarla selam sana Sevgi saygı senden yana Selam gönder sen de bana Aşık Mahturna Mahturna. İSMAİLOĞLU selamı Tatlı olur saz kelamı Dolaşalım bu alemi Aşık Mahturna Mahturna. ---- 15.08.1986 - Hacıbektaş İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul -------------------------------------------- İŞTE GELDİM .... Aşık İsmailoğlu’na Bekliyorsan yollarımı İşte geldim, hemen geldim. Açar isen kollarını İşte geldim, hemen geldim. Yolları sanmadım uzak Sözlerde aramam tuzak Cemal’in gönlümde mihrak İşte geldim, hemen geldim. Davetin var boynum büken Gülümde yok bilki diken Gözlerim de görmez iken İşte geldim, hemen geldim. Gel de gözün olam dedin Dilde sözün olam dedin Elde sazın olam dedin İşte geldim, hemen geldim. Kardeş Murat sazım aldı Anam benle yola daldı Selama ne gerek kaldı İşte geldim, hemen geldim. Diyar Bismil memleketim Türkmenhacı Köyü ceddim MAHTURNA’yı isim bildim İşte geldim, hemen geldim. ---- 24.08.1986 - Adana Aşık MAHTURNA – Bismil İsmailoğlu Mustafa Yılmaz – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 9 ARDINDAN KONUŞSA ..... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Ardından konuşsa dostum dediğin Gönlünden geçeni gören olur mu? Bir gün hasım olur yaren bildiğin Suç ile gerdeğe giren olur mu? Bir maske dostuna sana da bir lam Görürsün gerçeği sonra vesselam Dilinin ucunda acıysa kelam Sonra telafi’ye süren olur mu? Fazla havalanıp benzersen kuşa Hayat arabanı sürme yokuşa Sunma değerini değiş tokuşa Hızlı bir inişe fren olur mu? Tükürme bir yüze poyraza karşı Merak ediyorsan yedi kat arşı Bedesten denir mi ucuzsa çarşı Dar günde elini veren olur mu? Giydirme aslana çakal kürkünü Dilin döndüğünce söyle türkünü Hamal taşıyamaz deve yükünü Şirin bir dekavil tren olur mu? SEYFİ der bozulmaz gönül ahengi İki göbek atan olur mu çengi? Tozpembe değildir dünyanın rengi Karanlık gönülde tören olur mu? ---- 09.12.2007 - Bursa Seyrullah VATANSEVER - Bursa ----------------------------------------- UNUTMA ..... Seyrullah VATANSEVER’e Sakın ola dosta mahrem söyleme Dostuyun dostu da duyar unutma. Suçu allı pullu gelin eyleme Kişi damatlıktan cayar unutma. Dostuna bir küllah sana da gözlük Bakan tüm gerçeğe bulursun bölük Söylemek istersin söyletmez sülük Alacağı borca sayar unutma. Hazenfer Çelebi sanma indini Yokuşa vurarak yorma kendini Allem gullem yapıp yıkma bendini Tekerine takoz koyar unutma. Hızlı esen yele sakın taş atma Merak başa bela aleme çatma Çarşı pazar sanıp ucuza satma Dargünde zorluğa dayar unutma. Tilki olmaz asla heybetli bozkurt Övdüğün olsa da yaşadığın yurt Ağır yükü pire taşır varsa şart Usta çimennefer kayar unutma. İSMAİLOĞLU’da gönül gezeni Romen, çenği yapar çalğı düzeni Dünya yaratılmış bezen bezeni Allah gönlü aka boyar unutma. ---- 15.12.2007 - İstanbul. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 10 GİDERİM ... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Herkes yükünü aldı Ben eli boş giderim. Gözüm, gönlüm doludur Yüregim hoş giderim. Toplantınız güzeldi Konuşmalar sözeldi Bana sayğı özeldi Sevgiye coş giderim. Ceyhan’a da beklerim Söze sohbet eklerim Sevginizi saklarım Gönüle koş giderim. Çağırdın geldim işte Konuğum da tam başta Hürmet gördüm bu yaşta Yediğim aş giderim. Ozanları topladın Gönlümüzü okladın Çirkinlik yok akladın Selam baş baş giderim. HASAN TURAN’da veda İçimde coşku eda Düşündüğüm hoş seda Gözümde yaş giderim. ---- 10.10.1994 – Sular / Adana Hasan TURAN - Ceyhan --------------------------------- GÖNLÜ BUYURDUM .... Hasan TURAN’a Herkes yükünü aldı Sana gönlü buyurdum, Gözün gönlün sağ olsun Yürege hoş duyurdum. Davetime icabet Konuşmanız isabet Saygımız var nesavet Sana coşku ayırdım. Ceyhan’a da gelirim Sohbetini bilirim Sana hayran olurum Şölenime çağırdım. Zahmet ederek geldin Sevgi saçarak güldün Baş köşeye kuruldun Nimet sundum doyurdum. Çağrıma kulak verdin Gönle sevgi ekledin Sağlıcakla kal dedin Güle güle bağırdım. İSMAİLOĞLU nide Üstada veda ede Dileğim hoşca gide Yüce kata yalvardım. ---- 10.10.1994 - Adana. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 11 ORALARIN HALİ NASIL ? .... Ahmet SARGIN’a Oraların hali nasıl ahvali Kışı nasıl yazı nasıl gönüldaş? Geçim nasıl ne yapıyor ahali İşsiz güçsüz haller nasıl gönüldaş? Güz gelince ne yapılır orada Nasıl geçer karlı kışlar orada Yozgat’lım da ısınır mı orada Boranı, poyrazı nasıl gönüldaş? Çamlığın üstüne kartal konar mı? Soğuk günde sefil öksüz doyar mı? Hasat var mı anbar, ofis dolarmı? Yaz mahsulü hasat nasıl gönüldaş? Şekerpınar suyu akar çağlar mı? Susuz kalan tozlu toprak bağlar mı? Sokaklarda yoksul halkım ağlar mı? Ac mı tok mu geçim nasıl gönüldaş? Çalışır mı biçer döver iş var mı? Tarlalar ekili veyahut bor mu? Halkın ekmeğine katığı kor mı? Seçilmiş halkına nasıl gönüldaş? İSMAİLOĞLU der misafir olsam Sora ora seni Bozok’da bulsam Şahkartal misali kapına konsam Selema merhaban nasıl gönüldaş? ---- 20.01.2004 – Adana İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul ……………………… BULUŞALIM ÜSTADIM ... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Buraları sorup sual etmişsin Hangi derdi sana desem üstadım, Bu acı halimi sanki görmüşsün Haller acınacak yaşam üstadım. Güz geldi toprağa kırağı düştü Uzun gecelerde kış beni deşti Yozgat’ım yeniden soğuğu seçti İnan artık üşüyoruz üstadım. Çamlığın üstünde sis ve duman var Soğuk kar, buz kesmiş açık kalanlar Ekin yok, hasat yok, boş kaldı anbar Bu kış yine perişanız üstadım. Sular çeşmelerde akmaz, kurudu Hep çamura çöktük yürümek zordu Yoksullar sokakta Allah korudu Halimiz yamandır açız üstadım. Çiftçi bitmiş haller iyi gitmiyor Köylüm perişan mal para etmiyor Garib yine yavan ekmek yiyiyor İnsanın sahibi çok az üstadım. AHMET SARGIN sevgili gönül dostun Kapım sana açık serili postun Nedendir bilemem bana mı küstün? Gel de buluşalım Yılmaz üstadım. ---- 30.01.2004 - Yozgat . Ahmet SARGIN – Yozgat. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 12 OĞLUM MUSTAFA Oğlum şair, şiir yazmış Devamlı yaz der beklerim, Bilgi için çok okumuş Oku bilgi al beklerim. Gördüm yavru eserini Okudum hem şiirini Bulamadım gerisini Devamını tez beklerim. "Bozkurtların Sesi" ünde Hançeri vurmuş derinde Feyzi almış Türk gölünde Gölüne takdir beklerim. Hemi yazmış kitap yapmış Türküm demiş tam kükremiş Şair diye de ünlenmiş Allah’tan ömür dilerim. Şiir yazmak güzel olur İnsan gider eser kalır Postalarsan beni bulur Tez günden yolun beklerim İSMAİL YILMAZ beğendi Eseri iyi görendi Evlada sevgi verendi Hayır olsun der beklerim. ---- 12.11.1964 – İslahiye İslahiyeli Aşık İsmail YILMAZ – İstanbul …………………………………… BABAMA Senin gibi şiir yazdım Söze sözler der eklerim, Heyecanla sözler dizdim Utanırım ben saklarım. Seni bana örnek aldım Derin değil sığa daldım Musadenle şair oldum Yazdıklarım ata sözdü. Türk’üm soyum yüce bildim Bozkurt yürür ize geldim “Bozkurtların Sesi” dedim İçimde kor yanan közdü. Beni övdün şair dedin Şiirimle taktir ettin Şiirimi övdün, sevdin Bana büyük bir ödüldü. İsmin aldım mahla yaptım Allahımı bilip taptım Türk’lüğüme hisse kaptım Dedemizde gelen hazdı. İSMAİLOĞLU’yum derim Şiir yazar gönderirim Her sözümü bildiririm Sözlerini emir bildi. ---- 15.11.1964 – Adana. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 13 İSMAİLOĞLU MUSTAFA YILMAZ Beni bildin, saygı sundun ozan’ım Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, Her gönüle hisli şiir yazanım Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Kalbinde şahlanan imanın nuru Vurmuşta yüzüne güzel gururu Canın, anan sana süt veren hürü Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Vatana hayırlı doğurmuş anan Helal kazanıp da yedirmiş baban Gaziantep ili yazarı, ozan Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ “Ozan Dergisi”ni yayınladın da Yurt dışı içinde hep duyuldun da Şairlere ilham kaynak oldun da Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ Balda, baklavada yok, güzel tadın Muhabbetin koyu bulunmaz yadın Tatlı dilli, güzel yüzlü evladım Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Ayvacıklı Ahmet UYSAL sorasın Yüce gönüllerde sefa süresin Dünyada sağlıklı, mutlu olasın Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ ---- 10.07.2013 – Ayvacık / Çanakkale. Ayvacıklı Ahmet UYSAL – Ayvacık. ………………………………….. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 14 ÜSTADIM .... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Bir üstadım vardı Niğde’ye gitti Artık bundan böyle gözyaşım durmaz Koskoca Adana sıktı mı seni? Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Ne idi sıkıntın ne idi keder Bu bir yazgı mıdır yoksa bir kader Sana diyen çoktu yörende peder Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Niğde çok soğuktur durulmaz orda Üşürsün tipide donarsın karda Yıllarca yaşadın gül gibi burda Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Burada çalışıp oldun emekli Sofran halka açık sıcak yemekli Kapında mısır var çifte sömekli Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Kızılay’a gidip kaç kez kan verdin Yaralı hastaya belki can verdin OZAN’ı çıkarıp epey ün verdin Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. Bülbülü koymuşlar altın kafese Vatanda gireydim demiş kümese Sen kulak vermedin neden bu sese Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. DERTLİ KAZIM der ki tuttum yasını Selamınla sildim gönül pasını Ben üstadım seçtim kulun hasını Ey İsmailoğlu Mustafa YILMAZ. ---- 10.05.2000 – Yumurtalık/Adana Kazım DERTLİ – Adana ------------------------------------------ OZAN ÜSTADIM ……. Kazım DERTLİ’ye Bor’un pazarına yetişemeyip Sürdüm eşeğimi Niğde’ye geçtim, Tepdili mekanda hayırdır deyip Kazım DERTLİ, Urum eline göçtüm. Oğlum tahsil için yer yurt değişti Toros’ları geşti Nigde’yi seçti Peşi sıra gittik mekan değişti Kazım DERTLİ Frenk eline göçtüm. Karşıda görünür Erciyes dağı Üşüdür soğuğu İtulur dağı Yaşattı yıllarca Adana bağı Kazım DERTLİ Nigde eline göçtüm. Otuz yılı verdim oldum emekli Çoluk çocuk uçtu hayır dilekli Okusun oğlum da olsun bilekli Kazım DERTLİ garip ellere göçtüm. Etrafa hizmeti sosyal bilirim “OZAN DERGİSİ”ni burda izlerim Ozanlara şiir eker söylerim Kazım DERTLİ yaban ellere göçtüm. Bülbül kafesteyse burda öterim Kümesi istemem tutsak biterim Dostum namert ise tersler iterim Kazım DERTLİ gurbet ellere göçtüm. İSMAİLOĞLU der isterim sağlık Nigde ili derler etrafı dağlık Küffarın yurtları bahçelik, bağlık Kazım DERTLİ uzak ellere göçtüm. ---- 15.05.2000 - Nigde . İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 15 İSMAİLOĞLU MUSTAFA YILMAZ’A Kalbinde şahlanan imanın nuru güzel yüzüne vurmuş O biricik anan helal süt vermiş, vatana hayırlı doğurmuş Kıymetli baban helal kazanıp, helal lokmalar yedirmiş Adana ilinin ozanı, kıymetli şair İsmailoğlu Mustafa Yılmaz. Nice şehirleri gezdin, Ozanlarla gönül dostluğu kurdun Araştırdın, yurdumuzda nice şahirleri aradın sordun Saklı kalan kıymetleri tanıtarak meydana çıkardın Hiçbir şairi şu bu diye ayırmadın İsmailoğlu Mustafa Yılmaz Ünlü, ünsüz demedin “OZAN DERGİSİ”nde duyurdun Şiir seven sevmeyene, şiir sundun, okutarak doyurdun Kapı açtın şairlere, gönüllere sevgi sundun buyurdun Şiir şölenleri yaptın, davet ettin İsmailoğlu Mustafa Yılmaz Şiirler yazdın, “OZAN DERGİSİ”ni yayınladın, duyuldu adın Balda, kaymakta, baklavada yok, çok leziz, güzel tadın Muhabbetine doyum yok, tatlı dilli, güzel yüzlü evladım Dünyada sağlıklı, mutlu olasın İsmailoğlu Mustafa Yılmaz. Düşmanlar yurdumuzu işgal edince Antep’e Fransız girdi Çete başı Çavuş Göv Mehmet dedeni düşmanlar şehit etti Ne mutlu bana Allah’ım seni bana dost olarak gönderdi Evime misafir oldun, dost şair İsmailoğlu Mustafa Yılmaz. Yazdığın şiirlerin öyle çok ki, herhalde binleri aştı Kalpte imanın coştu, dağları, dereleri, ovaları geçti Geldi de Ayvacık’ta şair olarak, Ahmet UYSAL’ı seçti Çukurova’nın bülbülü, şair İsmailoğlu Mustafa Yılmaz. ---- 05.09.2004 – Ayvacık / Çanakkale Ayvacıklı Ahmet UYSAL – Ayvacık =============================== AYVACIKLI AHMET UYSAL Kahraman duruşlu olan tek efe Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım, Hizmet verip hakkı gönülden tepe Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım. Ayvacık Manav’ı Yörük’ü Türkmen Göksünde bulunur yücedir iman Dik durdu kimseye vermedi aman Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım. Vatanı seversin edersin hizmet Şahsınıza vardır verilen kıymer Sevilip sayılıp hakkındır hürmet Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım. Şiir yazdın cilt cilt defter doldurdun Evlada, toruna eser buldurdun Canlı, cansız sevdin gönlü güldürdün Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım. Törende, mecliste sözün dinlenir Haklı haksız bakar doğru yönlenir Dokzanlara basan yaşın söylenir Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım. İSMAİLOĞLU’yum hakka yanarım Üsdadı severim saygı sunarım Ayvacık’a varır konuk olurum Ayvacıklı Ahmet UYSAL üsdadım. ---- 10.09.2013 – Tozkoparan / İstanbul. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul.. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 16 GÖNÜL DOSTUM ..........Seçkin GÜNDÜZ’e Gönül dostum gönül yüzlüm bak bana Benden sana selamların iyisi, Gönülden gönüle selam çok sana Filcandaki falımızın büyüsü. Kahve içtik kırk yıl hatırı oldu Gönül dostluğuyla kalbimiz doldu El salladın selam yerini buldu Kalpde kıpırdayan insan duyusu. Şiirlerin canlı gibi konuşur Yücelerde gül yüzüyle gülüşür Selam dense merhabayla buluşur Davranışın büyük insan olgusu. Sevdaların kurgu değil yaşayan Kerem gibi Aslı için yanan can Bazan gülen bazan gönle ağlayan Gönül dostluğunun yüce duygusu. Durağanlık bir bakarsın canlanır Yerde umman arşa kadar kanlanır Olgunlaşır yeryüzüne sallanır Toprak ister niğmet yağmur duası. Şiirimiz ekin oldu döküldü Güldesteler teker teker söküldü Kimsesiz kelime boynu büküldü İsmailoğlu’nun gönül bulgusu ---- 05.03.1998 – Ankara İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul --------------------------------------------- GÖRESİM GELDİ Görmediğim için sanma seni bilmiyorum Tarihini yörelerini yere göğe sığdıramayan sende doğmuş şiirimize şiirler katmış birinden duyunca sevdim seni göresim geldi Gaziantep’in İslahiye’si kıskandırır öbür ilçeleri çünkü yüreğine dolamış seni Anılarıyla seslenir Kozdere köyünden bizlere gülümseyerek biri Yılların dergi sahibi sanat yönetmeni güldesteleri besteleri bestelenmiş güfteleriyle Bu şiirin koru alevi dostluk saçan sevgi dolu insan Kimse şaşırmadı o biri doğal ki İsmailoğlu Mustafa Yılmaz özledim seni göresim geldi. ---- 12.11.2014 - Ankara Seçkin GÜNDÜZ – Ankara İsmailoğlu Mustafa Yılmaz – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 17 İSMAİLOĞLU MUSTAFA YILMAZ Size derim size sayın üstadım Aramızda saygı solmayacaktır, Sultan Süleymana kalmayan dünya Gururlanma size kalmayacaktır. Kostantin sur çekti yaşamak için Ona da ebedi kalmadı niçin? Fazla böbürlenme bu huydan geçin İstanbul size de kalmayacaktır. Ulular yatırlar şehridir Konya Yaşam defterinden silinmiş künya Fatih’e Yavuz’a kalmayan dünya Gururlanma size kalmayacaktır. Altı minareli cami yaptırdı Dünyanın gözünü ona baktırdı En son ezraile yaka kaptırdı İstanbul size de kalmayacaktır. Atatürk, İnönü göçüp gittiler Ecel şerbetini içip gittiler Niceleri yurdu biçip gittiler Bu dünya size de kalmayacaktır. Zannetme kendini ben mirasçıyım Sanki Resul gibi bir hiraçcıyım Yada Avrupa’ya söz ihraççıyım İstanbul size de kalmayacaktır. DERTLİ KAZIM derki üzgünüm üzgün İlginiz keseli değilim düzgün Bir seneyi geçti fazlası yüz gün Bu dünya size de kalmayacaktır. ---- 15.06.2015 – Gölovası / Yumurtalık Aşık Kazım DERTLİ – Yumurtalık - Adana ……………………………………. AŞIK KAZIM DERTLİ Sizi dinliyorum DERTLİ ozanım Benden saygısızlık olmayacaktır, Sultan Süleymana kalmayan dünya Lokman olsam bana kalmayacaktır. Fatihin topları menzili buldu Kostantinin suru tuzla buz oldu Karada gemiler Halice doldu İstanbul haçlıya kalmayacaktır. Afyonkarahisar, Kütahya, Konya Zabtrab altında yaşayan künya Cengiz’e, Timur’a kalmayan dünya Gurur yapmam bana kalmayacaktır. Altı minareli cami yaptırsam Direkleri altın ile kaplatsam Ezanı Bilal’ce arşa üfletsem Çamlıca bana da kalmayacaktır. Atatürk savaştı hür oldu yurdu Türk ruhu dirildi Türkiye kurdu Bazı kanı bozuk ters yönde durdu küllüye bana da kalmayacaktır. Dünya benim değil, Beştepe değil Kutu kutu para hiç benim değil Akşemşettin söyler, sözüne eğil İstanbul bana da kalmayacaktır. İSMAİLOĞLU der üstat büzülme İlgimi kesmedim sakın üzülme Bana sitem edip af et süzülme Dünya sana, bana kalmayacaktır. ---- 30.07.2015 – Tozkoparan / İstanbul. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 18 DERTLİ KÂZIM KİM .......Kâzım DERTLİ’ye Dertli Kazım kim olursun? Seni sorup bilmek gerek, Çok ağlama kör olursun Göz yaşını silmek gerek. Zevkle çalış doğru geçin İyi güzel günler seçin Derdi çekmek nasıl, niçin? Dünya tatlı görmek gerek. Herkes ahbab herkese de Yalnız durma bir köşede Hırsla başla her işe de Bilmiyorsan sormak gerek. Zerre zerre su damlasan Toplanıp da tam çağlasan Ve nihayet umman olsan Arşa çıkıp yağmak gerek. Bizler yolcu dünya handır Kalıbından çıkan candır Biten ömür küçük andır Ölmek için doğmak gerek İsmailoğlu bak ne der Hayatını etme heder Yoksa hizmet boşa gider Gönül dostu bulmak gerek. ---- 10.03. 1990 - Adana İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul ……………………………………. DERTLİ’DEN İSMAİLOĞLU’NA ....İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Üsdadım mektubun aldım okudum Yıkılmış binaya istemez direk. Derdim iple ördüm sık sık dokudum Üstada derdimi bildirmek gerek. Bir anam var, hasta doksan yaşında Bekliyorum hergün heran başında İniler, sızılar ağlar karşımda Dermanın bulup da dindirmek gerek. Çok zaman dolaştım il il gezerek Gahi gülüp gahi kendim üzerek Ölmüş bir insana dünya ne gerek Cenazesin kılıp kaldırmak gerek. Anlıma yazılmış kara yazılar Anlamıyor beni burda bazılar Kalpteki yaralar yanar, sızılar Dermanın arayıp buldurmak gerek. Üsdadım ben birgün ordan geçerim Kapınızı çalar hem de açarım Muhabbet yapar da çay da içerim Hoş sohbetle beni güldürmek gerek. Dertli Kazım çökmüş gönlümde yasla Bütün ömrüm geçti, kederle yasla Görüşemez oldum ahbabla dostla Hatırdan, gönülden sildirmek gerek. ---- 15.04.1990 - Yumurtalık. Kazım DERTLİ – Yumurtalık. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA – 19 ARDINDAN KONUŞSA ..... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Ardından konuşsa dostum dediğin Gönlünden geçeni gören olur mu? Bir gün hasım olur yaren bildiğin Suç ile gerdeğe giren olur mu? Bir maske dostuna sana da bir lam Görürsün gerçeği sonra vesselam Dilinin ucunda acıysa kelam Sonra telafi’ye süren olur mu? Fazla havalanıp benzersen kuşa Hayat arabanı sürme yokuşa Sunma değerini değiş tokuşa Hızlı bir inişe fren olur mu? Tükürme bir yüze poyraza karşı Merak ediyorsan yedi kat arşı Bedesten denir mi ucuzsa çarşı Dar günde elini veren olur mu? Giydirme aslana çakal kürkünü Dilin döndüğünce söyle türkünü Hamal taşıyamaz deve yükünü Şirin bir dekavil tren olur mu? SEYFİ der bozulmaz gönül ahengi İki göbek atan olur mu çengi? Tozpembe değildir dünyanın rengi Karanlık gönülde tören olur mu? ---- 09.12.2007 - Bursa Seyrullah VATANSEVER - Bursa ----------------------------------------- UNUTMA ..... Seyrullah VATANSEVER’e Sakın ola dosta mahrem söyleme Dostuyun dostu da duyar unutma. Suçu allı pullu gelin eyleme Kişi damatlıktan cayar unutma. Dostuna bir küllah sana da gözlük Bakan tüm gerçeğe bulursun bölük Söylemek istersin söyletmez sülük Alacağı borca sayar unutma. Hazenfer Çelebi sanma indini Yokuşa vurarak yorma kendini Allem gullem yapıp yıkma bendini Tekerine takoz koyar unutma. Hızlı esen yele sakın taş atma Merak başa bela aleme çatma Çarşı pazar sanıp ucuza satma Dargünde zorluğa dayar unutma. Tilki olmaz asla heybetli bozkurt Övdüğün olsa da yaşadığın yurt Ağır yükü pire taşır varsa şart Usta çimennefer kayar unutma. İSMAİLOĞLU’da gönül gezeni Romen, çenği yapar çalğı düzeni Dünya yaratılmış bezen bezeni Allah gönlü aka boyar unutma. ---- 15.12.2007 - İstanbul. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX OSTDAN DOSTA – 20 GİDERİM ... İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Herkes yükünü aldı Ben eli boş giderim. Gözüm, gönlüm doludur Yüregim hoş giderim. Toplantınız güzeldi Konuşmalar sözeldi Bana sayğı özeldi Sevgiye coş giderim. Ceyhan’a da beklerim Söze sohbet eklerim Sevginizi saklarım Gönüle koş giderim. Çağırdın geldim işte Konuğum da tam başta Hürmet gördüm bu yaşta Yediğim aş giderim. Ozanları topladın Gönlümüzü okladın Çirkinlik yok akladın Selam baş baş giderim. HASAN TURAN’da veda İçimde coşku eda Düşündüğüm hoş seda Gözümde yaş giderim. ---- 10.10.1994 - Sular/Adana Hasan TURAN - Ceyhan --------------------------------- GÖNLÜ BUYURDUM .... Hasan TURAN’a Herkes yükünü aldı Sana gönlü buyurdum, Gözün gönlün sağ olsun Yürege hoş duyurdum. Davetime icabet Konuşmanız isabet Saygımız var nesavet Sana coşku ayırdım. Ceyhan’a da gelirim Sohbetini bilirim Sana hayran olurum Şölenime çağırdım. Zahmet ederek geldin Sevgi saçarak güldün Baş köşeye kuruldun Nimet sundum doyurdum. Çağrıma kulak verdin Gönle sevgi ekledin Sağlıcakla kal dedin Güle güle bağırdım. İSMAİLOĞLU nide Üstada veda ede Dileğim hoşca gide Yüce kata yalvardım. ---- 10.10.1994 - Adana. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX DOSTDAN DOSTA - 21 -------Abi’miz İsmailoğlu Mustafa YILMAZ’a Afet İnce Kırat’a biraz önce verilmiş bir söz üzerine Mustafa Abi’me 11’li güzelleme Bir ömre bedeldir bir ömre bedel Mustafa abimi günde gördük biz Bu gece çok özel hem de ne özel Mustafa abimi günde gördük biz. Birkaç dakikada yüzlerce şiir Okuyor ve yorum yapıyor bir bir Bu nasıl mutluluk Tanrı şahittir Mustafa abimi günde gördük biz. Hem okuyor hem de yazıyor Abim H-eceyi ip gibi diziyor Abim Günde dört bin sayfa geziyor Abim Mustafa abimi günde gördük biz. Adı Mustafa’dır bir şirin amca Emeği var bir de şiire onca Şiir fabrikası hep tüten baca Mustafa abimi günde gördük biz. Binmiş omuzuna dünya kadar yük Gerilmiş yay gibi bir deli yörük Verdiği meyvede bulunmaz çürük Mustafa abimi günde gördük biz. Dakikada üç yüz yorum yapıyor Sayfadan sayfaya dağlar tepiyor İnsan ayırmadan kalpten öpüyor Mustafa abimi günde gördük biz. Yakışır abime elbet yakışır Heceden serbesti atiye taşır Gün şiiri olmuş gün gibi ışır Mustafa abimi günde gördük biz. Toroslardan gelmiş bıyığı kaytan Tufan olsa ülke kaptandır kaptan Ben diyeyim aslan sen de ki kaplan Mustafa abimi günde gördük biz. Ne yazsak az kalır ne desek güdük Her sayfada açmış koca bir gedik Ekmek çarpsın günde Abiyi gördük Mustafa abimi günde gördük biz. ----- 29.07.2019 – ……………………………… Arel. ............................................................... BU ÖVGÜLER BANA ------- Gönül dostu; Arel’e Bu övgüler bana biraz fazladır Yaş yetmişbeş ben haddimi bilirim, Benim hakkım şiirledir sazladır Gülüstanda güldesteyle gelirim. Bu saygılar belki yaşlı başıma Davetim yok buyurmadım aşıma İltifatla kimse bakmaz naşıma Fazla övme hep karanlık ilerim. Sevenim var sevmeyenim her zaman Sevmeyenler, kıskananlar pek yaman Tüm insan da bulunur da din iman Bütün dost da kötülüğü silerim. Güzelleme şiirlerin bir kolu Taktir etmek güzelliğin tek yolu Yürek içi ekinlerle dobdolu Hem okuyup hem yazanla gülerim. Ondört yaşta ahu gözle tanıştım Sevgi, saygı insanlıkla barıştım Şiir yazdım okuyarak alıştım Şiirlerle beni yorma ölürüm. İSMAİLOĞLU istemez kırğınlık Şairlerde bulunmasın darğınlık İsterim de bulunmalı saygınlık İnsanlığa iyilikler dilerim… ---- 30.07.2019 – Beylikdüzü / İstanbul. İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul. .......................................................... |