EŞEKNAME
Bir eşeğim vardı inat mı inat,
Beni kaç kez yere düşürdü gardaş. Çintiği atıp kırardı kol kanat, Birde üstüme nal basardı gardaş. Bildiğinden şaşmaz gider dikine, Affetmez, hemen dalardı ekine, Kırk kamçı yese de ense köküne, Yedikçe yer karnı şişerdi gardaş. Hele görmesin karpuzu, kabağı, Oynayıp dururdu iki kulağı, Talan ederdi bahçe ile bağı, Tarlayı kökünden eşerdi gardaş. Eksi yönü çok, hiç yoktu artısı, Gündüz uyur gece de anırtısı, Sustan anlamazdı ömür törpüsü, Kaç gece kafamı şişirdi gardaş. Yük çekmez gider yekini yekini, Oynatmazdı ayağının tekini, Kuyruğuna kıstırınca dikeni, Nasıl da dört nala koşardı gardaş. Yaşlandı ahırın birine attım, On lira etmeyince beşe sattım, Acıdım bir tutam ot uzattım, Elimi hart diye ısırdı gardaş. Ben bu belayı nerden başa sardım, Boşa besledim boşa arpa kardım, Ulan hünerin nedir diye sordum, Yekindi zart diye osurdu gardaş. Fatih Coşgun 09.01.2015 |