Vasiyet 2
Ben bir kere ölmedim.
Ve ikiyle de sınırlı kalmadı.. Sayısını bilen yok! Sen kaçıncısına şahitlik ettin bilmesemde, O benim ilk cenazem değildi.. Biliyorum çünkü, katilimden hariç, İlk cenazeme şahit olan 6 yaşında bir kızdı.. Daha saçları güneşten bozulmamış parlak sarıydı.. Tabutumdan ölüm, onun sebebiyle sağ çıkmıştı, Katilim onu da yaralamamalıydı.. O günki ölüm, çok... ama çok ağlamıştı.. Hızlı bir şekilde el yüz yıkanıp, gözyaşları suyla arındırılmalıydı. Yaşayan bir insana benzeyerek çıkmıştım tabutumdan Katilime, "ölmedim kii.." der gibi! Eğer bir gün ölümüme şahitlik eden olursa, -yani son ölümüme diyorum.. Vasiyetimdir;"Karamürsel Bey" gibi olabilirse şayet mezarım; Memnuniyetlerimi sunarım sizlere oradan. Yıldızlara her el salladığınızda, bende sizi görür müyüm, bilemiyorum da.. Beni gömerken yüzümdeki tebessümü, görebileceğinizi tahmin ediyorum.. Mezarım diyordum - hayır kalbimin üstündeki toprak yığını değil- mezarım ; Karamürsel gibi dönsün bi yanı dağa taşa, bi yanı deryaya .. En azından sadece deryaya?? Hep deniz sevdalısıydım ama hatırlasana... Seni görebilsem, diyecektim ki,, Başıma olmayacak işler geldi yaşarken. Birde, sürekli mesafe oldu denizle aramda... Denizi olmayan hangi şehir gurbet olmaz ki bana.. Sevdasına kavuşamayan sanki bir tek ben kalmışım gibi.. Üstüme gelindikçe gelindi.. Misal dağ vahşileri paraladı cesedimi, Bazen içimden bir deniz akıp, kendi selinde boğdu gözlerimi.. Hatta geceleri uykusuz kalışlarımın bazı sebepleri, Hangi tarafa dönüp uyusam diye düşünmektendi.. |