Sen Yoksun...
Gerçeğe benzeyen ne kadar yalan vardı oysa
İçimden çıkarak boğazıma dolan ne kadar söz vardı Hatırlanaduran kaç ayrılık vardı zulamda Suistimal edilen iyi niyetimin kaç katili ıslandı yağmurumla Gözlerin yaktığında anladım ulaşılmaz olduğunu Yalnızlığa binlerce şiir yazdı da yüreğim Gidişine kalem oynatamadı ellerim Sen gittiğinde Matem havasına büründü gökyüzü Kapkara bulutlardan sicim sicim katran yağdı üstüme İsrafil suru kaybetti sayende Kıyamet habersiz koptu üstüme Ben seni beklerken bu şehrin göbeğimde İşgal edildi sana ait ne varsa içimde Sorgusuz gerçekleşti infazı sözlerimin Sen yoksun Söylenecek tüm sözleri ağzıma tıkıyor yokluğun. Dilim bıçak gibi kesiyor sessizliğimi Ay güneşi unutuyor dağlar ayazı bahar çiçeği Kabuslar unutturmuyor bendeki seni Sana koşar adım gelirken geriye götürüyor hayat Gelişinin kefaretini ödüyor gülüşlerim Bir veren Tanrı misliyle alıyor geri Sen yoksun Sayıkladığım ismin dolanıyor dilime Birde kirlettiğin geçmişim iki büklüm durıyor önümde... |