BAĞRIMDA YANAN YANGINDAN
…………………………BİR AÇIK
BİRDE KAPALI ANLATIM Tatlı dili de bünyesinde bulunduran Türkçem ile... Payıma düşen hatayı kabul ederek 1 açık anlatım, uygunsuz kelimeler anlaşılıncaya kadar güzeldir. Sanki istisnalar hasta diye bir isteğini yerine getirmişler, kaideyi bozmaz demişler... Kaideyi bozarlar, bozmayacak ları kaideyi de bozmaz, bozdurmaz korurlar. Daldan dala konmayacağım açık bir şekilde kaideyi istisnalar bozar diyeceğim. Eğer daldan dala atlasam derdim ki, ’Köşkün kaidesini bozup Ak-saray’a döndüren dağda ki çoban mı oldu’, bakınız demeden geçiyorum. Aklın ucu değdi yine hiçten hiçe söyleyecek çok şey var ama gömüyorum içten içe. Ne diyeyim çöp kutusuna sadece çöp atmayan, anlarım ki başka bir şeylerde atar. Bir insan kendisini öğretmenine benzetmezse, öğretmenini mi kendisine benzetecek sağa çek sağa kaptan bir kaide bozayım da gör... İçinde bulunduğum ızdırabı arz etmek dahi kaideyi bozmaktır... Çok eski sanırım İmam Hatip yıllarımda ruhu şad olsun, minnetle yâdettiğim A. Karakoç’tan da buna benzer böyle bir yazı (makale) okumuştum ki, cahilliğin altında kalıp zedelenmektense, göçüğün altında kalmayı ezilmeyi tercih ederim. İstisnalar kaideyi bozmaz kelimesini kulağı sağır eden bir gürültüden ibaret görüyorum. ‘‘İstisnalar kaideyi bozmaz‘‘ mış ... Selef-i Salihin âlimlerine ait bir söz değil ya! Hepimizin öncelikle kendi bireysel yaşantısında sonra da toplumsal olarak bu buna benzer tuzağa karşı koyması şart. Peki bunu nasıl yapabiliriz? tek kelimeyle ‘‘anlayış‘‘ diyebilirim. Kim demiş istisnalar kaideyi bozmaz, kapalı anlatımım istisnaları yormaz... Sahi kaideyi istisnalar bozmazsa kim bozar? Kaideyi istisnalar bal gibi bozar! Tabir i caizse diğerleri bir hayvanlık yapar illa mal gibi bozar... Şöyle de diyebilirim istisnalar kaideyi akıllarıyla bozar, diğerleri ise akılsızlıklarıyla bozar. II İnce bir sızının yürekteki hançeri bazı modelller, moralleri bozmaya yetiyor bu sebeple susmak yine susmak eyvallah diyen yürekler dur demez alabildiğine kusmak çok büyük bir iştir bu sebeple şiir direniştir tarifin gereği açılmalıdır yol gösterenle, yardım edenle heyecanla saçılmalıdır bağnaz olan kesim tabii ki adalet arayışına sürükler sonra bozgunluklar, ek zorluklar meydan okumaya dönüşür fırsat elinde olursa ki, oldu puştlukta gibi. Bilmediklerimi, bilemiyorum görmediklerimi, göremediğim gibi mukaddes kimliğim sahipsiz mezarlığında gözünde ihanet olanın sözünde sadakat arayanlar yüzünden bu günün gecesinde onları düşündüm cümlenin noktası, yolun sonu ya onlar ciddiyetsizdir ya ciddiyetsiz onlardır ağırlıklarını arttırmış varlıklarını daha büyük daha daha hissettirmişler ey... aykırı fes takınan can çıkmadan huy çıkmazmış ’huy’ hep konuşmak olmaz ki bir şey de ‘duy‘ konuşmak bir mana susmak bin bir bürün bu anlayışa ‘uy‘ her söz, her hareket, her tavır sanma hoşlukta gibi. Alfabemdeki kadim elif zorlu bir imtihandır seni bile okuyandan, yazandan zarar görüyoruz azar azar bir başka okuyan daha başka yazar daha başka okuyan daha daha başka yazar kavga sonrası yangın yerinden soluk soluğa geçerken sesim yere düştü sözüm boşlukta gibi. Sözlüklerim, sözcüklerim çağrışım tanımımı çıldırtan tanımım adamakıllı alabildiğine tanımım hem vallah, hem billâh Gümüşhanlıyım hicran seferinden sabahın seherinden kapalı anlatımım göynümün kederinden vakit bu günün gecesi hava hafif sanki kuşlukta gibi. |