İLK BAKIŞIN BİR OK GİBİ, DELDİ GEÇTİ ŞU SİNEMİ
20’NCİ DİZE,20’NCİ ÇERÇEVE
-İ-lk bakışın bir ok gibi, deldi geçti, şu sinem-i- -L-ale ile sohbet eder, sevda üzre şu kızıl gü-l- -K-ırmızıdır ortak sevda, gönlerdeki nazlı bayra-k- -B-adı saba nasıl eser, şu gönlümü eder aba-d- -A-ğartırken tan Dünya’yı, bülbül şakır makam nev-a- -K-aranfilin kokusu var, ne de güzel ılık ılı-k- -I-şıyan her sevda gibi, sil gönülden gam’ı, pas-ı- -Ş-iir gözlüm, iftiharım, olmalıydın sen bana e-ş- -I-lık ılık hoş nefesin, döndürüyor yâr, başım-ı- -N-asıl sevdim söyleyemem, ben de kalsın o bir niha-n- -B-üryan olur bu sevdamız, doyumsuz bir sanki keba-b- -İ-zhar ettim ben aşkımı, kıskandılar gülüm biz-i- -R-uhuşen’im şimdilerde, olmasın yâr, kalpte eska-r- -O-tantik yâr bak bu sevda, bir leyla’dır, şirindir –o- -K-ekik, nane ve kantaron, ne güzel açmış şakayı-k- -G-üruh olmaz benim sevdam, şu gönlümde koca bir da-g- -İ-rem gülü gibi açar, bilen bilir değerin-i- -B-argahıma girmek için, sıra bekler çok muhata-b- -İ-mgelerim, senin için, senli rüyalarım gib-i- -Dumanlı dağ başı gibi, senin aşkın bana hace-d- -E-y gönlümün sevda gülü, mutluluktur aşkta gay-e- -L-abitane çok etkili, göz üstünde eğik hila-l- -D-ilin tatlı, lebin tatlı, söz de tatlı olsa hey ha-d- -İ-zbelere kaçma sakın, görmem lazım her an sen-i- -G-ül dalında bülbül olsan, sevdamıza bahçe ve ba-g- -E-ğlenir mi acep sunam, gönüldeki bahçeler d-e- -Ç-içek açsın dal ucunda, renklensin şu dağda yama-ç- -T-erennüm et sen de gülüm, her sözünde olmalı ta-t- -İ-lgün baksın gıpta ile, örnek alsın herkes sen-i- -Ş-erareler tutuşturdu, bak büyüdü kalpte ate-ş- -U-yku tutmaz gayrı beni, bu sevdalar dipsiz kuy-u- -S-inemdeki bu yarayla, ram olurum, ederim pe-s- -İ-mbat eser, ilgıt ılgıt, düşündürür her an sen-i- -N-agehan bir umut düşer, gönül ister sarsın suza-n- -E-kebe yolları geçtim, ramak kaldı yâr görmey-e- -M-ennan bilir kalbimizi, mutlu etsin gülüm biz-i- -İ-lk bakışın bir ok gibi, deldi geçti, şu sinem-i- Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI BAD-I SABA : Sabah yeli…BAD: Yel…SABA: Sabah TAN: şafağın sökmesi, Dünyanın aydınlanması NEVA: Türk Sanat Musikisinde makam GAM: Tasa, üzüntü İFTİHAR: Kıvanç, övünç NİHAN :Gizli, saklı, sır BÜRYAN: Et ve pirinç ile tepside yapılan yemek İZHAR: Belirtme, gösterme, açığa vurma RUHUŞEN : Şen ruhlu, neş’eli, canlı, cuvıl cıvıl olan ESKAR : Yara izi OTANTİK: Eskiden beri var olan özellikleri taşıyan GÜRUH: değersiz, aşağı görülen, küçümsenen BARGAH: İçine izinle girilen yer İMGE: Zihinde tasarlanan, gerçekleşmesi istenilen, benzetilen, düşünülen, hayal edilen HACET : İhtiyaç, alet, edevat LABİT: Ne denli, nede olsa LEB: Dudak İZBE :Basık, loş, kenar kuytu yer TERENNÜM: Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme, kuş ötüşü,anlatım, ifade etme İLGÜN: Halk, ulus, ahali ŞERARE: Kıvılcım RAM: Boyun eğme İMBAT: Yazın(gündüzleri) denizden karaya doğru esen yel NAGEHAN: Ansızın SUZAN: Yakan,yakıcı, ateşli, coşkulu EKEBE: Yaylaya veya dağ’a, döne, döne çıkılan yol MENNAN: Çok ihsan eden RAMAK: Çok az kalmak, az farkla |