Zamanın Derdi
Saman alevlerini, kutup yıldızı sanır
Düzenbazın elinde, oyuncak olmuş kalem Mekânlar hücre gibi, komşusunu kim tanır? Hatlar kısa devreli, ulaşmaz oldu selâm Ölsen koca şehirde, boğulsan bir nehirde Belini bükmüş dertler, çare arar zehirde (!) Yalnızlık adaları, biçare ve kahırda Kalp iki söze hasret, yas mı tutuyor kelâm? Her yönden eser rüzgar, şekil verir fidana Sınırından kovduğun, kalkıp girmiş odana Sözde reçete yazan, yabancıdır sedana Ağlanacak halime, kalkıp da nasıl gülem Önce çamur atılır, bir sipere yatılır Denizden suyu çekip, sonra balık tutulur Domuz da pazar bulur, salyangoz da satılır Gücüm yeterli olsa, bu fermanı ben delem Maddi kalkınma melez, maneviyatın çakma Ucube bakış ile, sakın karşıma çıkma Konjonktür iki yüzlü, üçüncüyü sen takma Kurgum hep haktan yana, olmaz ki benim molam Dünya arenasının, zaptiyesi boğalar Kazdıkları kuyuya, dilerim ki sığalar Ne zalim abat olur, ne kurtulur ağalar Malkoç Ali yaz haykır, ister bir kişi kalam Ali Rıza Malkoç 19/09/2006 Bursa |