BAKIYORUM ANTAKYA YA PENCEREDENAldım haritayı önüme başladım düşünmeye. Dört tarafı bir ayrı dünya Akdeniz kıyılarında Erzin, Dörtyol İskenderun, Arsuz,Samandağ’ı Yayladağı,Altınözü,Reyhanlı,Kumlu Suriye sınırı Defne!de mis çam kokuları yayılır doğaya Güneş bir başka parlıyordu Hatay’a Alevi Sünni, Hristiyan ermeni daha bir çok mezhebi ırkı rengi Kardeşlik eşitlik dostluk tek türküleri geçirir günleri Sakin günlerin bir durağıydı Antakya Komşu ülkede koptu bir tufan, sınırın her deliğinden, Aç susuz ihtiyar çoluk çocuğuyla çeşit çeşit doldu taştı binlerce insan Ortada bir gerçek var vahşetten kaçan sığınan yediden yetmişe Mazlum yaralı yaramazı ihtiyarı kadını çoluk çocuğuyla İmdat diyene elbette kucak açar her vicdan görmezden gelemez ki insan ecdadım kızar imanım sızlar Karıştırmak için Hatay’ı atılıyorlar nifak tohumları Yakılıyor o güzelim ağaçlar binlerce yavrulu yuvalar kuşlar Gökten ecdat inse o alnı karışlar bu ne biçim kalleşçe savaşlar Tarih kara bir leke yazacak zalimler cehennemde yanacak Ayaklanıyor kurulan çadırlardaki açlar Kaldırımlar sökülüp atılıyor polisime parke parke taşlar, Eğilmiyor rüku görmemiş başlar,böl parçala dan hesaplar Nifak dolu tohumlar patlasın bombalar birbirine düşsün Karışsın ayaklansın Hatayı da istiyorlar. Bu milletin torunları yokluk sefalet içinde on iki yaşlı bebeler ile Karış karış kanlar ile sulamış bu toprakları binlerce şehitler Bilmezler ki gafiller Bozar Rabbım tüm oyunları tanımaz vezirleri piyonları Bakıyorum Antakya’ya bir pencereden . |