MAHKEME 3Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Babalar en kutsal varlıklar olan Annelerin gölgesinde kalan gizli kahramanlardır! - Evin en öksüzü babalardır, en yalnız, en kimsesizi, herkese kimse olurken. Evin direği olurken kendisi direksizdir, dayanacağı kimsesi pek yoktur. Çünkü o hep güçlü olmak zorundadır. O zayıf olamaz Çünkü o kahramandır, o güçsüz olamaz Çünkü o kahramandır, o ağlayamaz Çünkü o kahramandır, hep kahraman olmak, öyle kalmak zorundadır. Yoksa silebilir herkes onu. Küçümser, erkekten bile saymaz. - Batan gemiyi en son terk eden baba iken, uçan bir balonda, fazla ağırlıkların atılması aksi halde balonun düşme ihtimalinin olduğu anlarda, aileden ilk atılacak kişi babadır. - Hayatını ailesine adasa da, ne eşine ne de çocuklarına yaranabilir tam anlamıyla. Kimsesi kalmaz zaten memleketi belli olduğunda. Hani sormuşlar ya adama nerelisin diye. O da demiş henüz evlenmedim diye. Ne ilk ailesine,ne de yeni ailesine yaranamaz, arada kalır. O yüzden ailelerde hep dayılar, teyzeler sevilir ya. Amca hele ki hala pek bilinmez genelde. - Aile içi yetmez gibi, hep annelik yüceltilir onun yanına ayıp olmasın diye babalık da eklenir. Anneler gününün bütün ihtişamına, şatafatına, her yerde vurgulanması ve insanları harekete geçirmesine rağmen, babalar günü unutulur, ya da babalar gününde hatırlanır ve öylesine geçiştirilir. - Evin dış kapı mandalı gibidir çoğu zaman. Evin en yalnızıdır Bu yüzden en son babalar duymaz mı? Ya saklanır, ya yalan söylenir ya da paylaşma gereği duyulmaz. Bunda elbet hoşgörüsü az babanın da suçu ve katkısı vardır ama yine de ne yapsa yaranamaz, yakınlaşamaz. Belki çocuklarıyla yakınlaşmak ister ama malum ataerkil kurallar, toplum baskısı, utanç duygusu buna engel olur, ne sevdiğini gösterebilir ne de sevilmek istediğini... - Babanın aile de en sevdiği birey kadındır, eşidir. Eşinin ise en sevdiği çocuklarıdır, kendisi değil. En büyük aşk evliliklerinde bile, sevgilisi doğum yaptığında bir anda artık sevgilisi değil, anne olur, kendine biçtiği en büyük rolü olur sevgilisi. - Baba en çok anneyi sever, anne en çok yavrusunu sever, yavrusu ise en çok eşini sever, eşi ise en çok yavrusunu sever. Bu böyle devam eder durur, hayatın kanunu gereği. - Bir yeri acıyan çocuğun hiç babam dediğini duydunuz mu? Babası yanındayken bile anam demez mi? - İyi bir işi olması gerekir, zengin olması gerekir. Çocuklar bile birbirlerini heyecanlandırmak için, iki kişinin omuzlarında daha fazla ileri gitmek için, bakalım kimin babası daha zengindir, derler. - Anne ya da çocuklar işsiz olabilir, kimse bunu çok görmez onlara. Ama baba işsiz olamaz. Düşünün erkek çalışır kadın ev hanımı ise sorun yok ama tersi durumda erkekten bile sayılmaz. Evin geçimini karşılamak zorundadır, hem de şartlar ne olursa olsun. Dışarıda onca karşılaştığı kötülük ve güçlüklerle uğraşırken, eve gelip sığınmak, salmak isterken kendini, evde eşinin kaprislerini çekmek, çocukların sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalır. - Belki ağlamak ister onların yanında, onlarla... Yapamaz! - Evin şerefini, evin namusunu korumak zorundadır. Kızının ilk aşkı kendisi olsa da, büyüyünce kızı artık aldatır babasını ve başka gençlere kayar gönlü. Babasına bin bir naz yapan o kız ise sevgilisinin, eşinin her dediğini yapar. Evde yıllarca babası ile çatışan, özgürlüklerini elde etmeye çalışan, oğlu ise eşinin yanında muma döner. En acısı ise yıllarca gözünden bile koruduğu o güzeller güzeli kızını, gözbebeğini gelir adamın biri alır elinden, gözünden sakladığını başka gözlere verir. Değil birinin ona dokunması yan gözle bile bakmasına dayanamayan baba, teslim eder bir başkasına elleriyle. Üstelik bir de düğün dernek yapmak zorundadır, oynamak zorunda kalır sanki eğlenirmiş gibi. - Yıllarca dışarıda deli gibi çalışırken, bebekken hiç büyümeyeceğini düşündüğü yavrularının değiştiğini bile fark edemez, birey olduklarını. Ona bağımlı iken onlar, bir anda bağımsızlıklarını ilan etmeye başlarlar, küçük bir hayal kırıklığıyla karşılar, yapacak bir şey yoktur. - Bizim gibi toplumlarda, erkek evladından çok kızına değer veren, her şeye rağmen onun için her şeyini feda eden babaların önünde sevgiyle eğiliyorum. - Sizler büyük insanlarsınız… (Bunca zorluğuna rağmen Baba olabilmiş tüm özel insanlara ithaftır...) Yazı : Devran TİGLİ’den alıntı www.babam.net Babam Üçüncü celse Duruşmaya celp geldi artık ben de tarafım Kafamı bu işe çok yoruyorum hâkim bey. Düşünmekten yoruldum, ağrıyor her tarafım Mecbur kaldım anamı koruyorum hâkim bey. Babam “ok/u” dedikçe bir yay gibi gerildim Dersten uzak oyuna paspas oldum serildim Durum böyle olunca zaman zaman yerildim Haksız isem sen söyle; soruyorum hâkim bey. Kavgaya merak sardı hiçbir gün boş geçmedi Dövsem de dövülsem de yaram berem geçmedi Hayır denecek işte bir gün namım geçmedi Her daim başa çorap örüyorum hâkim bey. Bir dönem heveslendim tekvandoya saldılar Mevzu dövüş olunca hep merakta kaldılar Sonra birden tutturdum mecburen saz aldılar Nota ,metot bilmeden çürüyorum hâkim bey. Baktım bir gün seymenler dizilmişler sıraya Sekiz saz, üç darbuka, bir de cümbüş araya Babama dedim; hemen, “beni gönder şuraya” Bende seymenler gibi yürüyorum hâkim bey. Geçmiş yıllar içinde babam bize iş kurdu Herkes bize derdi ki “size piyango vurdu” Çalışmak istemedim dükkânda kendi durdu Tembellikte hep ayak sürüyorum hâkim bey. Misafir gelse eğer selam sabah vermeden O/dama kapanırım yüzlerini görmeden “Adettöre “der babam, gelip yere sermeden Ben onun defterini dürüyorum hâkim bey. Arabamda sallama, bıçak nacak taşırım Üç beş tane dallama görünce sataşırım Başım beladan çıkmaz hep belayı kaşırım Bu yüzden ben ortamı geriyorum hâkim bey. Otuz yaş geldi geçti, evlenmedim bekârım Yuva kurmak bir yana ben nasıl ev bakarım Geçim,düzen zor iştir, bu konuda sakarım Bekârlığın hükmünü sürüyorum hâkim bey . Gece hayal kurarsam gündüz olsun isterim El atıp becermezsem kedi gibi “pis” derim Gayret eder zorlarım kurumaz sırtta terim Rüyamda kamyon tren sürüyorum hâkim bey. Dinlendi şahit delil, ver artık şu kararı Ne vatan ne millete olmaz bunun yararı Tıkır der ki bu yüzden gürbet ele firarı Sürgüne çıkmış gibi görüyorum hâkim bey, Bekârlığın hükmünü sürüyorum hâkim bey . 18/01/2015 ANKARA |
Duruşmaya celp geldi artık ben de tarafım
Kafamı bu işe çok yoruyorum hâkim bey.
Düşünmekten yoruldum, ağrıyor her tarafım
Mecbur kaldım anamı koruyorum hâkim bey.
Babam “ok/u” dedikçe bir yay gibi gerildim
Dersten uzak oyuna paspas oldum serildim
Durum böyle olunca zaman zaman yerildim
Haksız isem sen söyle; soruyorum hâkim bey.
Kavgaya merak sardı hiçbir gün boş geçmedi
Dövsem de dövülsem de yaram berem geçmedi
Hayır denecek işte bir gün namım geçmedi
Her daim başa çorap örüyorum hâkim bey.
Bir dönem heveslendim tekvandoya saldılar
Mevzu dövüş olunca hep merakta kaldılar
Sonra birden tutturdum mecburen saz aldılar
Nota ,metot bilmeden çürüyorum hâkim bey.
Baktım bir gün seymenler dizilmişler sıraya
Sekiz saz, üç darbuka, bir de cümbüş araya
Babama dedim; hemen, “beni gönder şuraya”
Bende seymenler gibi yürüyorum hâkim bey.
Geçmiş yıllar içinde babam bize iş kurdu
Herkes bize derdi ki “size piyango vurdu”
Çalışmak istemedim dükkânda kendi durdu
Tembellikte hep ayak sürüyorum hâkim bey.
Misafir gelse eğer selam sabah vermeden
O/dama kapanırım yüzlerini görmeden
“Adettöre “der babam, gelip yere sermeden
Ben onun defterini dürüyorum hâkim bey.
Arabamda sallama, bıçak nacak taşırım
Üç beş tane dallama görünce sataşırım
Başım beladan çıkmaz hep belayı kaşırım
Bu yüzden ben ortamı geriyorum hâkim bey.
Otuz yaş geldi geçti, evlenmedim bekârım
Yuva kurmak bir yana ben nasıl ev bakarım
Geçim,düzen zor iştir, bu konuda sakarım
Bekârlığın hükmünü sürüyorum hâkim bey .
Gece hayal kurarsam gündüz olsun isterim
El atıp becermezsem kedi gibi “pis” derim
Gayret eder zorlarım kurumaz sırtta terim
Rüyamda kamyon tren sürüyorum hâkim bey.
Dinlendi şahit delil, ver artık şu kararı
Ne vatan ne millete olmaz bunun yararı
Tıkır der ki bu yüzden gürbet ele firarı
Sürgüne çıkmış gibi görüyorum hâkim bey,
Bekârlığın hükmünü sürüyorum hâkim bey .
18/01/2015
ANKARA
İsmail TIKIROĞLU (TIKIROĞLU1071)
Maceradan maceraya, serüvenden serüvene sürekleyici dizelerdi.Değerli şair arkadaşımı ve şiirini kutluyorum.Puanım tam.Yunusun diyarından selamlar.