rüyaÇekip göçtüler diclenin çileli otagından Tıpkı keda, yı bıraktıkları gibi. Peşinde koştular rüyalarının. Posta memuresi fidan Ahşap bir alaiye evinin kirasını öderken Kendilerine yeni bir otag bulmuş oldular. Damlataşta akdenizin suları paktı o vakitler. Mevsimlerden temmuz sıcagı İki tahta divan bir çay ocagı ve aynalı gardırop. Kendince umutlandılar yeni yaşamlarında. Güncelerinde ışılttılar gelecegi. Bir apartmanın bodrum dairesinde Gereksiz ve bencilce mahkumlaşırken yokluga Ölüm çözdü çok uzalardaki ışıgı. Her şey anlamsızlaşmıştı. O bilinen tümce inançar bizleri sakinleştiren Ya göklere çıkarttı hayalleri Yada bizi öteledi kendi topragından. Halbuki biz bu topraklarda vardık Torostan karaca dagdan erciyesten Sevmiştik saçları örgülü geceyi Ömür ilmek ilmek tükenirken uyumuştuk. İşte böyleydi bir Yörük kızı girdi güncesine Tekirovadan kuzdereden çam yuvadan Isınır görünsede yürek Öyle olmadı onunda vardı göncesinde akrepler Korkunça ötelendi oda işin tuhafı ya _ötelendigini anlamıyorduda _ İndi kara bir defterin son yapragında Çirkef yürekli maskeleri var sabahın Şimdi çekip gitmiş oldu kadın Var görünsede bedeni yanında Şimdi kimsesizliginde hayatım. |