KUR-ANLA GELEN DAVET
Bakışları bulanık, ruhunda bin hafakan,
Bilmiyor ki mükemmel, yaratmıştır yaratan, İnsan denen bu mahlûk, değildir ki sıradan, Kur-anla gelen davet, çağırıyor cennete, Lebbeyk diye koşuver, bu sonsuz saadete. Yer gök hepsi emrine, bekler iken amade, Bunca sırrı hiç bir söz, edemez ki ifade, Ne yazık ki bu insan, düşünceden azade, Kalbindeki davete, kulak ver de bir dinle, Değer kazandı bil ki, tüm kâinat seninle. Mahlûkatın Rabbine, olmuşsun en sevgili, Her halinde numayan, apaçık ve besbelli, Hak katında yokturki, senden daha erdemli. İrfan ile idrak et, hak söyleyen dilleri, Takılma engellere, kalma yolundan geri, Yolunda çok tuzak var, nefis şeytan hilesi, Kur-ana tutun yürü, boş laf ondan ötesi, Cennette seni bekler, nimetin şahanesi. Takva dizginini vur, ağzına azgın nefsin, Terk edersen takvayı, bilki nefse kölesin. Kanma fani hislere, zaten ömrün bir nefes, Hakka davet ediyor, maveradan gelen ses, Nerde geçen yılların, nedir dünyaya heves. Gelmeden son saatin, hazır ol sen son ana, Görürsün gelen gider, yetmezmi delil sana. Necdet EREM |