MEMLEKET VE GURBET VE BU ŞEHİR
MEMLEKET VE GURBET VE BU ŞEHİR
Bin dokuz yüz atmış dört yılı mart ayı son gününde Baharın ilk çağı ilk sürgününde Doğmuşum Memleketim olan bu şehirde Bitkilerin Sürgünleri sürdüğünde Çok sıkıntılar çekmeme rağmen Sevdiğim Şehrim Bozkır dedikleri bu topraklarda Çok şeyler yeşerecek eminim Nasıl geçtiğini nasıl yaşadığını bilmeden Gelmiştim yedi yaşıma Hiç kalmadan on bir yaşında İlk diplomayı aldım yanıma Ortaokul liseyi anlatmaya gerek yok Buralarda sağlam olsun diye çift dikiş çok Sevdim lakin şehrim seni her zaman Zamanları sende yitirdim seni sevmeyene inat Varlık ile yokluk arasında Gider gelir saat Varlığı yokluk geçerken aslında Yelin savurduğu değil de sanki ben yeldim Kendini uzaklara savuran Bu şehri ayazsa ayazında sıcaksa sıcağında Her zorluğu yada kolaylığında Damarlarında Bu garip vardı Sevdim lakin seni çok zaman diyen Vatanın gurbet olduğunu bilmeden Vatan Memleket diye inleyen Elinden geldiğince Çalışıp çabalayan Bazen bocalayan Gurbet illerde on dört yıl çalışan Gurbeti de memleket bilen Ankara, İzmir, Diyarbakır, Çorum derken Askerlik Seferihisar , Adıyaman Bu vatanın her karış toprağı Birbirimize zorlaştırmasak hayatı Çok güzeldir inan Bu Allaha kul artık ne dese Yıl iki bin on beş İnsana yakışan İyi ise Dönmektir özüne CAKSU MEMURATÖR 06.01.2015/ PAZARTESİ |