CAN SUYU
CAN SUYU
Dur! Uzaklardan gelen garip yolcu, Yolculuğun ne yana? Halinden, duruşundan, bakışından bildim seni, Uzak durma, otur şöyle serinlen biraz… Gel, başımın tacı, gönlümün miracı ol. Kırma beni, hasretim sana. Konuğum ol bu akşam, burada kal, Kal hele, kal da anlat biraz. Anlat! Yüreğime bir can suyu kat! Kafdağı’nın ardını anlat bana! Kafkas Kartalı Şeyh Şamil’i Vahapzade Bahtiyar’ı Azerbaycan’dan, Hoşgenab’dan şirin dilli Şehriyar’ı anlat! Git daha da ötelere gidebildiğin kadar Seyhun’u, Ceyhun’u, Orhun’u, Fergana’yı Semerkand’ı, Taşkent’i, Buhara’yı Çıkıp geldiğin yolları, Konup göçtüğün karlı dağları Kurup kaldırdığın obaları anlat! Anlat! Yüreğime bir can suyu kat! Bizim kızları anlat bana! Bahar kokulu, badem gözlü bizim kızları, Çıplak at kovduran çelik bilekli bahadırları, Balasına süt veren ay yüzlü anaları, Kısrak sağan ak pürçekli hatunları, Kurultay’a diz vuran güneş yüzlü aksakalları, Bozkır’ın ayazında üşüyen yıldızsız siyah geceleri Rüzgarın uğultusunda “durma yürü yürü” diyen heceleri, Elinde kopuzuyla Dedem Korkut’u Çağrıların en yücesi o ilahi Çağrı’yı, Kökleri üç kıtaya damar salmış ulu Çınar’ı anlat! Anlat! Yüreğime bir can suyu kat! Tuna boylarını anlat bana! Niğbolu’yu, Kosova’yı, Saraybosna’yı Ta Budin’de nasıl vurduğunu mehterin Allah Allah seslerinin, Nasıl yankılandığını Viyana surlarında, Kılıç hakkı “hu” çekişlerini yeniçerilerin Doğuda dokuz ile dikilen dokuz tuğun, Batıda nasıl doksan dokuz olduğunu, Nasıl yandığımı Kerbelâ çöllerinde Allahuekber dağlarında nasıl donduğumu bir gecede Ve bu topraklarda bugün Anadolu’da Nasıl piştiğimi, nasıl olduğumu anlat. Anlat! Yüreğime bir can suyu kat! Mustafa Kemal’i anlat bana! Sarı aslan yeleli, kurt bakışlı Mustafa Kemal’i Gök mavisi gözlerini dikip düşmana Nasıl gıcırdattığını dişlerini, Barbarca, vahşice, kalleşçe, kahpece Boğazıma sarılan kuduz köpeklerin Parmaklarını nasıl kırdığını çatır çatır Uyandırdığını beni Ashab-ı kehf uykusundan, Ve yeniden nasıl nefes aldırdığını bana, Kırılsam da eğilmeyeceğimi cihana Geçmiş de neysem bugün de öyle olduğumu Ebediyen de öyle kalacağımı haykıran Paşamı, Gazi Mustafa Kemal Paşa’mı, Atatürk’ümü anlat! Anlat! Yüreğime bir can suyu kat! Gör işte halimi şimdi!.. Az görür gözlerim, Takatsizim, halsizim, Kocamışım, yanmışım, yakılmışım Zor tutar dizlerim. Ellerim titrer, bağrım yanar Yüreğim kanar yüreğim. Ama gel gör ki içimde Alev topu gibi volkanlar patlar. Gündüzümde gecemde hiç durmaksızın Şimşekler çakar, fırtınalar kopar… Ve şimdi artık düşümde de olsa Delinse de mavi gök üstten, Yarılsa da yağız yer alttan Yine kıvılcımlar saçan nal sesleriyle Dört bir yanına dünyanın Ergenekon’dan Kabına sığmayan ordular akar… Ve gözlerim; Hep o badem gözlü bizim kızları Çıplak at kovduran çelik bilekli bahadırları Kısrak sağan ak pürçekli hatunları Derin bakışlı, güneş yüzlü aksakalları arar, Bana onları anlat! Anlat! Yüreğime bir can suyu kat. Bana beni anlat!... Mehmet Hanifi DAŞ |