DENİZLİ ERENLERİ
Doğruluktan şaşmayıp, Hak gülleri derenler,
Nur saçar etrafına, yüzlerinden bellidir. Derin izler bırakan Denizlili erenler, İhlaslı yüreklerle, sözlerinden bellidir. İslamiyet yaymaya, ta Horasan’dan geldi, Yerleşti Tekkeköy’e, bir Sultan Sarı baba. Davet için efradı, her gün borazan çaldı, Sesini uzaklara, hızla taşıdı saba. * Şimdi cennete benzer, ebedi mekânında, Anıt ağaç selviler altında yatmaktadır. Ziyaretçiyle dolar her günün her anında, Yapılan dileklere, dualar katmaktadır. On dördüncü asırda Denizli’de yaşayan, Ahi Sinan Efendi çok iyi tahsil gördü. Ahiliği öğrenip, sohbetlere taşıyan, Ahlâklı ve çalışkan talebeleri vardı. Ona misafir oldu, Seyyah İbn-i Battuta, Ramazan gecesiydi, sohbet, zikir yaptılar. Mert, çalışkan insandan elbet razıdır Huda. Beraber dua edip, Yaradan’a taptılar. Bilinmez bir sebepten hapishaneye düştü. Hulusi Efendi ki, "Üzüm Dedesi" derler. Padişahın fermanı, olmuştu ona muştu. Af beklerken yıllarca, doldu vadesi derler. Hocası Hacı Hasan Feyzi Efendi bir gün, Rüyada gördü onu, ziyaretine gitti. Yolunu yol eyledi, feyz aldı ruha özgün. Ondan çok faydalandı, ilmi tefekkür etti. Daha niceleri var, Şeyh Elvan, Şaban Dede, Uzunca Hayrettin’le Karaca Ahmet Sultan, Ve Şeyh Mehmet Şirvani, Şam Dede neticede Dualarıyla şehri yaptılar bir gülistan. Tarih şahit olurken erenlerin yoluna; Sarayköy Ovası’ndan Attuda’ya hediye, Rabbim zeval vermesin, Hakkı anan kuluna. Rahmet yağdırsın gökten, nurlanan Denizli’ye. //Hak yolundan giderek, ömrünü verenleri, Bir Fatiha okuyup analım erenleri.// NİLÜFER SARP OCAK 2014 Resim: Üzüm Dede Türbesi Şiiri güne taşıyan Kurulumuza, sayfama gelerek şiirimi okuyan bütün dost ve saygıdeğer şairlerime teşekkür ediyorum... |
kutlarım sevgili şair