O gül kadındı
O gül kadındı
Gönlüm gül oldu sevince onu O gül kadındı Sevince onu Mecnuna denk sınıfta okudum aşkı... Çıktı karşıma Aşkı tattırdı O gül kadın Susmayın eski evin dilsiz duvarları dile gelin bu gece Bu çölde mi o leyla İstanbul kazan ben kepçe olurum... Bir gün güldü bana bu hayat Geçtim evlerinin önünden O gül gün,o rüya yok artık bu gül şehirde Bu gül şehir artık baharsız eylülsüz... Çıktı karşıma Hasreti tattırdı O gül kadın Mezara yaklaştıkça Kılıç darbesi kılıç darbesi üstüne Bir çetin savaş açılsın mı bu kalbe Barış anlamadı beni savaş anlamadı Çıktı karşıma Hasreti tattırdı O gül kadın Adını yıldız kadın koydum o kadının Rüyalarımda cenneti o kadının Adının tarlalarındayım Adım onunla çiçek Her gün bir gül soldu onu tanıdığım günden beri Şansıma tüküreyim İnsan anlamadı beni çiçek anlamadı Çıktı karşıma Hasreti tattırdı O gül kadın Mezara yaklaştıkça İki kat daha arttı dinsiz gamım Çıktı karşıma Aşkı tattırdı O gül kadın Göle insem acep sunam orada mı Hangi kıtada benim sunam o kayıp yıldızım... Bilir misiniz hasret nedir Yitirdim yari kara toprak mı suçlu Göçmen kuşlar mı suçlu Yeller anlamadı gökler anlamadı beni En çok güneşe değil bana ağlansın Ben vuslatsız bir aşkın etrafında döndüm durdum Çıktı karşıma Hasreti tattırdı O gül kadındı Kırk yıl oldu Adı her saatime çivileniyor bu deli özlem Adı her saatime çivileniyor o gül kadının Gözü kör edin görevini yapmıştır Kalbi çıkarın yerinden görevini yapmıştır Feda ettim uğrunda bir kırk yılı Bir kırk yıl daha feda olsun Cennette yaratıldı kadın... Mahşerde mi deniz olur bu iki dere Ey Adem ile Havvayı buluşturan Dünya anlamadı beni cennet anlasın Kadın su damlası bulutlardan inmesi beklenen... Ademi kavuşturan Rabbim ben kavuşamadım Çıktı karşıma Aşkı tattırdı O yeter Şikayetçi değilim ondan Aman bu sevgi bu eski ev bu gül ömür solmasın Ömrüm hiç bitmesin benimle yaşasın bu yetim aşk Çıktı karşıma Aşkı tattırdı Kadın her ademe cenneti tattırır Şansıma tüküreyim Bir gün bile doyasıya görmedim o gül kadını... Bilir misiniz kara sevda nedir Ben ferhattan da bahtsızım Çıktı karşıma Hasreti tattırdı Kadın her ademe cenneti hatırlatır Şansıma tüküreyim Leylasını buldu mecnun çöllerde Acep benim leylam hangi çöllerde... Unutamam O adı her saatime çivilenen kadındı O gül kadındı O leyla O Şirin Bu gece de Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının Bir kırk yıl sonra bile Ağlıyorum o gül için Unutmayacağım Aşkı tattırdı o kadın... Bülbül etti beni o kadın Kırk yıl önce Bir güldü Oldum bülbül Bir güldü... Unutulmaz o gümüşlü gülüş O gülüşü unutmam... O güneşli gülüş Dostlar Bir gümüş gülüşe Aşk denizi oldum Gül denizi oldum... O gül gülüştü... Kırk yıldan beri Dostlar Kadın gülmüş Unutturdu gülü Kadın sılaymış Unutturdu sılayı Kadın aymış Aya kim bakar Unutturdu ayı güneşi Bir gülüşü Razı olmuşum o leylam için çöllere... Unutamam o kadını Dostlar Hayal miydi düş müydü gördüğüm Güldü gördüğüm Kadın mıydı gül müydü... Gördüm çarpıldım Kurban olunsun o gülüşe Gün battı Yıldızlar silindi tek tek Ben yine ıslanmakta inatçıyım onu tanıdığım günün anısına Kınanmamalıyım Kurban olunsun o gülüşe Adı her saatime çivilensin o gül kadının O solmayan güzelliktir bende eskimeyen güldür o kadın... Çıktı karşıma Aşkı tattırdı Güldü güldü Kurban olunsun o gülüşe Aşk güldün O gül kadında... Güneş gördüm o gül kadında Zalimdir her ayrılık Ben en zalim ayrılığı yaşadım Bir gün bile görmedim onu Nerede kara sevdalım...gülüm Bir kırk yıl daha arayacağım Ömrüm oldukça arayacağım Vuslatı tatmadım Tattırdın kara sevdayı sen Neredesin sen gülüm Her gün yaşıyorum bir ölüm Kınanmamalıyım dostlar Kurban olunsun o gülüşe Bu gece de bu yağmurda onun gül kokusu var Ve adı her saatime çivilensin Kırk yıl önce olduğu gibi Hayal miydi düş müydü gördüğüm Kurban olunsun o gülüşe Neden düştü yolum bu şehre bu sokağa... Kurban olunsun o gülüşe Çıktı karşıma Aşkı tattırdı Aşkı gül O gül kadın Kurban olunsun o gülüşe Kınanmamalıyım Kurban olunsun o gülüşe Tatmayan bilmez kara sevda nedir Yağdıkça yağmur ağladım Ateş damladı yüreğime Kurban olunsun o gülüşe Ve bu yetim sokağa dolmuş Yine o eski rüzğar ve o gül ayak sesleri Kınanmamalıyım Çarpıldım o güldü çarpıldım... Kurban olunsun o gülüşe Ana can ana sen bari kınama beni Çarpıldım o güldü ben çarpıldım Pervane oldum o nar hala Bir kırk yıl sonra bile Çıktı karşıma Aşkı tattırdı Kurban olunsun o gülüşe Avucumda değil kalbimde taşınsın bu ateş Adı her saatime çivilensin Çivilensin Yaşasın bu aşk yetim Kurban olunsun o gülüşe Kırk yıl bir kırk yıl daha Ve bu gece O kadın güneş kadındı çarpıldım Buseler konduramadım henüz güneş yanaklarına Yüzünde yıldızlar mı vardı o kadının Buseler kondursam yıldız yanaklarına Kurban olunsun o gülüşe Dünya kazan ben kepçe arıyorum Cennet kazan ben kepçe arayacağım Kurban olunsun o gülüşe Ey kadın nedir diye kınayan beni Sen aşkı tattın mı ki gül gördün mü ki hiç Kurban olunsun o gülüşe Töre budur aşkta Sevilen kadın unutulmaz seven ölmeden Adı her saatime çivileniyor o bir gül kadın Kurban olunsun o gülüşe Şu gelen yar mıdır acep... diyorum Ne talihsiz başım varmış...diyorum Her gece Çıktı karşıma Aşkı tattırdı O gitti Ve dönmedi Düş müydü hayal miydi Kurban olunsun o gülüşe Kınama beni kınama çıldırmışlığımı Kınama seni kıskanışımı Senin giden turnaların hep dönüyor Sen de benden şanslısın bahar O gitti O dönmedi Kurban olunsun o gülüşe Sanma artık uçan turnalara bakıyorum O yari arıyorum gökler Bir melekti belki cennetten mi geldi Kınama beni ey mavi gök Kınama bulut beni Vuslat var sana diyor Deli etti bu umut beni Kurban olunsun o gülüşe Burnumda tütüyor kokusu... Kuyuda mı mısırda mı... Yakuptan farkım yok Gözlerim iki çeşme O gitti O dönmedi Yusuf gitti ve döndü Ben en şansız bir yakubum Kurban olunsun o gülüşe Benim leylamın kaybolduğu çöl belli değil mecnun Ey mecnun sen de şanslısın benden Kurban olunsun o gülüşe Kınama beni güneş Güneş sen de benden şanslı bir aşıksın Güneş her gün kavuşuyorsun maşukun İstanbul’a Neredesin ey gül yar İstanbullu yar güneş yar Kınama beni ey aşık dost Ey Karacaoğlan şanslısın benden Benim sunamın yıkandığı göl belli değil Şansıma tüküreyim kim şanslı değil benden Karacaoğlan Avucumda değil kalbimde taşıyacağım bu ateşi Adı her saatime çivileniyor Çivilensin Yaşasın bu aşk bende gül gül Çıktı karşıma Aşkı tattırdı O gül kadındı Kınama beni kınayan Beni de bir güneşti çarpan Ferhadın ateşine denk ateşim aşkım... Leyla bakışları çöllere düşürür Şirin dili dağları deldirir... Kırk yıl oldu Adı her saatime çivileniyor bende en deli özlem Adı her saatime çivileniyor o gül kadının Hasret ateştir deseler inanırım Onun hasreti bağrımı deldi... Şansıma tüküreyim vuslat yaşamadım Kınama beni kınayan Mecnunun çölü İki adımlık Beş kulaçlıktı Benim çölüme bir ömür yetmez Ben bir gün bile görmedim o gülü Şansıma tüküreyim... Ben ferhattan şanssızım Ben bülbülden şanssızım Şansıma tüküreyim ayrılık varmış Çıktı karşıma aşık oldum Ve ağladım Mektubuna,selamına bir tatlı sözüne bir anlık hasret Eder dünyayı kör gurbet Kınama beni aşkı bilmeyen Uğruna dağlar aşılacak güneşli sıla olur kadın... Kınama beni aşkı bilmeyen Ateş olsun o kadına aşk Kırk yıldır sönmedi hasretim ona Gelmese de hala bekliyorum Bir güneş kadının mavi göklerine hasretle Yanar dağ oluyorum gördüğüm günden beri Güneş ve ay bana aşkın ateş olduğunu söylemek için doğdu-battı Şansıma tüküreyim Vuslatı tatmadım Bir gün bile görmedim Neden çıktı karşıma Kadere soruyorum Kadere yoruyorum Aşkı tattırdı ya Yaşasın bende ölmedikçe ben bu aşk Ve sürsün bu bekleyiş Bu gece Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının Çivilensin Yaşasın bu aşk bende ben yaşadıkça Ey aşık dost Gidersem öksüz kalır onun silik anıları Kokusu var onun ey öksüz şehir sende Zincirlikuyu zincir vuruyorum ayaklarıma gitmem Ey zincirli kuyu gitmem Sürsün bende bir ömür bu bekleyiş Ve sürecek Bu şehirde şaşkın öldüğümü görürsünüz bir yorgun gün Bu nur şehir uzaklara gidemem Bu şehirde gördüm o güneşi Gitmem senden ey güzel şehir Gül kadını gördüğüm gül şehir Şansıma tüküreyim Bu şehrin taşı toprağı anlasın artık beni Ben ferhattan da bahtsızım Neden bilmem çıktı karşıma ve Hasreti tattırdı Bu pervaneye nur bu şehir Bu şehirde kırıldı gözlerimin kirli kabuğu... Bu şehir anlamadı beni kör gözlerle baktı hep Ey aşık dost sen olsun anla beni Kadın bir gül Bülbülle aynı sıraya oturttular beni aşk okulunda O kadın gül... Kadın bir güneş bir karanlığa Unutmayacağım o kadını O kadına borçluyum içimin bu aydınlığını O kadın gül Huzur o güneş kadının ışığında... Bülbülüyüm bir gül aşkı Veysel mi adın ey aşık dost sen anla beni Aklı varsa bu şehirden gitmez güneş bile Güneş anlamadı beni ay anlamadı Adı her saatime çivileniyor o gül Kadının Ey şehir,ey İstanbul sarhoşsun ve yaralarıma ilgisiz Neden mi çıktı karşıma o gül Kadere sor Kadere yor Vuslatsız bir aşkı tattırdı Kadın bir nehir bir derin susuzluğa... Altmışıncı doğum günümde de yine böyle kördün İstanbul Anıların aynasından yansıyan ışıklara kördün O eski evin önünde Çölde kum tanesi gibi oluşum sana gam değil... Şansıma tüküreyim Her yeni gün bir adım daha yaklaştırırken beni ünlemsiz mezara Açtı soldu gül anlamadı beni Mavi yağmurlu bir günde tanışmıştım onunla Bir kırk yıl sonra yine Yağmurun altında durmuşum şimdi Gözlerim adını yazıyor bismillah deyip her harfinde Yere düşen taze suya Her gün gül gibi soldu onu tanıdığım günden beri Güneşle yıldızlarla birlikte hayat soldu gül gibi Sokak kovalıyor Gece kovalıyor beni Sürsün bu inat Bulut ağlamaktan yoruldu gökte İstanbul uyudu çocuk gibi şimdi Saat gecenin ikisi olmuş Yelkovanın bile boynu eğri şimdi Ağlıyorum kırk yıl önce olduğu gibi bereketi bol bulut gibi bu karanlık sokakta Çivi gibi düşüyor göz yaşları şu eğri zamanın... Zaman anlamadı beni sokak anlamadı kınadı Çıktı karşıma Hasreti tattırdı O gül kadındı Tanıştığım gün en mavi doğum günüm... Gecesi aydınlık Güneş doğmuş gibi ihtiyar dünyaya sevinçli O gün en çiçekli baharım... İki kere doğar iki kere ölürmüş aşıklar Gece karardıkça kararıyor Sessizlik delirdikçe deliriyor Gecenin deli karanlığına "adını" haykırasım geliyor Kırk yıl önce haykırdığım gibi |