Seni Unutmadan ÖlmeyeceğimKör bir dilencinin bile bende unuttuğu Yarım yamalak uykularımda sayıklıyorum Adın sevda sonrasını. Gözlerinin tenhalığına Yüreğimin kalabalığını bastırıp Vesikasız ölümleri göğsümde avutuyorum. Oysa hiçbir zaman kör bir bıçağın ucundan Sefil bir ölüm dilenmedim. Ve bu yüzdendir ki her gece Onurlu bir mezarın koynunda yakalanıyor Bayram sabahındaki babasızlığımın ince sızısı. Ve hiçbir yastık kenarı Gözyaşlarım kadar derin değildi. . Bir rakı sofrasında adımı meze yaptığında Yüzümü döküyorum yeni yetme morglara Telaş etme sen, Ölmeden kimseye satmam Katilimin sen olduğu bilgisini. Bitkisel hayattaki soluklarımı Ucuza kapattığın belli ki Yoksulluğum, beni unuttuğun kadar aşikardı. Ense kökümde solgun bir intihar beklerken Pespaye bir günahın içinde Kendimi unutmaktan başlıyorum önce, Sonra da gırtlağıma kadar kızılcık şerbetine Batırıyorum susuzluğumu. Yokluğuna yetişemiyor seyrek adımlarım, Bu yüzden midir her kapıdan kovuluşumun (S)ağır gürültüsü. Kendi cenazemi kendim kıldırıyorum Yoksa bir bayat bir uçurum sahiplenecek Bana söylediğin nihavent şarkıları. Sakar bir kurşuna denk getirmişken cesedimi Önüm, arkam Sağım, solum sensizlik. Ve sana söz sevgili, Seni unutmadan ölmeyeceğim.. 9 Aralık 2014 İsmail Sarıgene |