SılamSen; Bağrında büyüyen kemiğim, etim Dede, baba ocağım memleketim Gurbette hiç bitmeyen hasretimsin. Sen; Nadırhan’ın klarnetinde coşkulu sesim, Hafız’ın kavalında dertli nefesimdin. Düğünlerde ‘yel eser kum savrulur’türküsü Üstünde oynadığım Kalemdan köprüsüydün. Sen; Gülbaranda su içtiğim pınarım, Gölgesine sığındığım çınarım Balahur’dan gelen yağmurum Bagür sokaklarında püşürük çamurumdun Sen; Anamın lavaş ekmek pişirdiği ocak, Yazları beni yakan sıcakdın Çaput bağladığım ziyaret ağacım, Akrep ısırdığında ağıran bacağımdın Sen; Bağ kazanlarında kaynayan şıram, Odamda şüşesi isli çıramdın, Ense bahçelerde kar harmanım Şam dutu suyunda dermanım oldun Sen; Sevincim,umudum,güvenim’din Seve,seve koştuğum kerpiç evim’din Zülküf’üm ,Abbas’ım ,Eminim’din Makam çarpsın ki, ERGANİ YEMİNİM’din. Avukat Vecdi Subaşı . . |