* YILDIZ TABYA *YILDIZ TABYA Korkular gurbete not düşer Ben sokakta soğuk kanat çırparken, Söylediğin şarkılarda bıraktım gençliğimi Eksik bıraktığın adamlığım ve sen, Hep birden ötelere koşturma heyecanlarım Sessiz gemilerin geçişinde bahar kokusu, Besliyor alemleri cırcır böceklerinin zikirleri Cezbe kaptırmış kendini , Aşk ile salınıyor Marmara Gecenin siyah saçları okşuyor ilhamlarımı Risaletten kopan bir dalga vuruyor iman limanımı, Açılıyor alem-i misal rüyalarımın içine, Geçmişi nurlandıran bir hal aldı hakikatler Seyre dalıyorum, Nurlu günahlarımı Yavaş yavaş hiçliğe kavuşuyorum, Her adımda bir başka lezzet-i manevi Hayret diyarlarında fıtrat üzere basit bir hayat Bütün şatafatı ademe atıyor,bu nurlu yokluk Meğer nuraniyetmiş bütün alem Evren ayaklarımın altında,dönüyor umarsız Tebessüme vuruyorum her zulmü Tefekkür ile imanımı sorguluyorum Kaçtığım gerçekler yakalıyor beni, Ayrılıktan öte bir kanserle imtihan oluyorum Sahipsiz fikirlerin yolunu takip ediyorum Her bulduğum hicran kapısını aralıyorum, Enkazlar arasında bir tebessüm çiçeği açıyor, Sevdiriyor kendini bu dağınık bulutlar Tokatlar çirkinleştiriyor bütün umutları Kinim ummanlara hatır soruyor Bir eda kopup geliyor uzak diyarlardan Sanal dünyamda doğan güneş ,çevreliyor ruhumu Vazgeçilmez oluyor senin adına her şey, Ve birleşmeler, Acı bir tehire bağlanıyor. Yine bir hükmün sabahını bekliyorum Elimde avucumda yitikler haritası, Bir cellat umutlardan kopmuş geliyor Kab gibi boynumu uzatmışım, Rahmetten intizar Fütursuz ve tedbirsiz teslim edilen duygular, Bütün ulvi duygular bozuk para gibi harcanır Geriye kalan yıkık dökük bir ruh, Ancak bir eskiciye satılır Anlayamazsın ve hatta anlatamazsın Sorgular başlar ,baştan aşağıya Bu hallerime tek tanıklarım ruhanilerdir Tebessüm arası gözyaşı ile misafir ağırlarsın, Kararlar alıp bozarsın, Daha bunun gibi neler yaşarsın Vazgeçmenin korkusu sarar içini Her satırı bir bilinmezliğe götürür seni, Menzillerin karanlığa düşer Gözyaşların avuçlarında ayna olur, İzlersin kendini Yine matemlerden sıyrılır , Huzura varırsın Gemiler dolusu hicranlar seccadene boşalır, Arınır,yıkanırsın Ve boynun dik kalkarsın Sevgiden anladığımız acılar Urganlarla sıklaştırdığımız yuvamız, Maneviyattan kaçan ucubeleriz Slogan dolu ayrılıklar Yürümeye dermanım kalmadı, Yarınlar yitik diyarlara cem oldu, Emanetimi gayrı taşıyamıyorum Misafirim,kalmak yük oldu Artık gözüm yolda Güneşler ıslatmıyor bedenimi Bir yırtık pırtık ,Karani beden Elden bir hal gelmiyor nicedir Kaynayan ruh,bir mihmandar ararken İzliyorum benim için yazılan kader satırlarını Mehtap bu gece senin yüreğinde batıyor Kapılar kapanıyor ardıma, Yine de küçük bir kalp atışı duyuyorum Ellerim küçülüyor, Duaya kalkarken Gözlerimden dökülen parçalar, yeni bir ruh oluyor Zerreler soruluyor benden, Geceyi bir güneş kaplıyor Sorular yaklaştırıyor beni sana Hazin bir ayrılışa beden biçiyorum Cennete sözleşip, Rahman’a teslim ediyorum muhabbetimi Arabesk bir aşk alıyor bu konuşmaları, Sonu isyanla bitmesin istiyorum Dualaşmalar teselli defterine yazılıyor Küçük bir kalp alıyor beni, Sonunu merak ediyorum bu firakın Bir çığ kopuyor çöllere Yine de sadakatle gem vuruyorum Bu vuslatın tiryakını, Yıldız Tabya’da arıyorum. |