GELİNCİĞİN TUTKUSU
Bi gelincik tarlası düşün
İçinde yüzlerce gelincik olan Ama bi gelincik dikkatini çeker Onda seni çeken gizemli birşeyler vardır Küçük fısıltılarla Anlatmak ister kendini Gidersin yanına Hafif bir meltem rüzgarı gibi dokunursun ona Acıtırsın Kırarsın Koparırsın diye korkar, ürker gelincik Sakınır senden kendini Sonra zaman geçer Alışır gelincik sana Tutkuyla bekler Sabırla bekler Öleceğini düşünmeden Kopar diye umutla bekler Zaman öğretmiştir ona Tutkuların hiç ölmeyeceğini Daha da büyütür içindeki sevgiyi Tutkuyla bekler Sabırla bekler Sadece senin olmak için Umutla kopar diye bekler Sadece senin olmak ister Sadece ve yalnız senin Öğrenmiştir artık tutkuların hiç ölmeyeceğini ve tükenmeyeceğini |
Konuşacak olsam birkaç sözüm var
Zor günlerden acep nasıl hal geçer,
Yüce dağ başında eksik olmaz kar
Dağdan belden acep nasıl yol geçer.
Sevgi ormanını cahil bitirmiş
Verimli toprağı yel, su götürmüş
Dirliği düzeni herkes yitirmiş
Susuz elden acep nasıl çöl geçer.
Yarim ummanlardan gitmiş öteye
Hasret çekmek bana yardan hediye
Yar yanına herkes söyler git diye
Deniz gölden acep nasıl sal geçer.
Güzel becerikli yarimin eli
Sazıma ses verir saçının teli
Endamı narin de incedir beli
Kemer belden acep nasıl bol geçer.
Akgerdanı tane tane benlidir
Duruşu iyidir beyaz tenlidir
Hoş tuttuğum ancak yarin gönlüdür
Yar dalından acep nasıl kol geçer.
İSMAİLOĞLU’yum hakka eremem
Önümde enğel var naçar gidemem
Arı olsam çiçek, kovan bilemem
Peteklerden acep nasıl bal geçer.
---- 05.08.1968 - Adana
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
............. 5 puanla Değerli şiirinizi beğenerek, bir şiirimle selamlarımı sunuyorum.