SEVDİĞİM...GEL İNAT ETME!
Hiç merhamet yok mu senin yapında
Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! Sonsuz nöbetteyim gönül kapında Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! Sevda girdabını kendim oymadım Ben bu aşkı yere- göğe koymadım Ama senden güzel bir söz duymadım Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! Bilsem nerde hata yaptım es kaza Ne ile telafi edeyim keza Müebbet mi sürer bana bu ceza Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! İnleyen namenin, ağlayan sazın Kabulü olmaz mı bunca niyazın Tükenir mi bir gün anlamsız nazın? Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! Gidelim derdini hekime söyle Aramızı bulsun, hakime söyle Söyle de istersen her kime söyle Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! Kovduğun kalbinden daha çıkmadım Seni beklemekten asla bıkmadım Umuduma kör bir kurşun sıkmadım Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! İçinde yittiğim ey sevda çölüm Hasrete uzanır her yeni bölüm Dinmez susuzluğun, yokluğun ölüm Sevdiğim...eyleme, gel inat etme! .......... Sanma ki her seven bekler dururdu Sabır taşı çatlar, ağaç kururdu Kalbini kapatır mührü vururdu Sevdiğim...eyleme, gel inat etme!.. Bulem hatun,19/10/2014, Antalya |
O kadar sıcak, o kadar içten yazıyorsun ki çoğu kez senin şiirlerini okurken kaptırıyorum kendimi . Bu şiirde de öyle oldu. Neredeyse ''Kır artık o inatçı keçinin kafasını '' diye bağıracaktım. Oysa şairler genelde kendi hayatlarını almazlar kaleme ve eminim ki ortada ne kafası kırılacak ne de inatçı bir keçi var. Ama şiir insanın kendisini kaptırdığı çok güzel bir film gibi olunca öyle oluyor işte.
Selam ve sevgilerimle.