Uzaya ekilmiş sevgi gözleri, Yâr gizem bize bakıyorlardı ışıl, ışıl; Bir gönül adamı, bir tanıdık yüz, Bir erdemli dost arıyorlardı besbelli ... Onlar ki, Issız karanlığın nur katreleri, Saman yolumuzun kervan kıranları, Ozan yanımızın sitâreleri ... Her birini, Bilinen tarihimizden daha da eski, Geçmiş zaman kipiyle görmekteyiz. Nice yazgıların şifresi, Nice umutların cezbesi, Nice budunların simgesi yıldızların, Dingin duygularla yüklü izleri… Öylesine değişmekteki, her şey Merak etmekteyim doğrusu Dost canlısı kalmış mıdır özleri ?..! Tutunup çıksak ışık ipleriyle, Yerinde bulur muyuz imgelerini ? .. Haydi bulduk diyelim, oralarda da, Savaş yetimi çocuklar, Ölgün kadınlar, Aç bilaç emekliler, Ülküsüz gençler, Karşımıza çıkarsa, Ne deriz Dünya’mıza ?..! Ne deriz, Korkuyu bekleyen dağlara ?..! Ve yine de sığınır mıyız acaba, Sömürdükçe soğuran, "Kara-delik"ten beter O bencil kimyamıza ?..!