NADAN
Arife zul olur meclis-i nadan
Sirkat-i kelamın duymaya değmez Kovandan nasipsiz, dem vurur baldan Bunu da adamdan saymaya değmez Yaygara marifet, inletir meydan Güneşi görmeden anlatır aydan Derede boğulan geçerse çaydan Leşini toprağa koymaya değmez Taşı kuş görüyor koklasa meyden Kavalı dinler de anlamaz neyden Geberse eylemez feragat huydan Mundar-ı nefsine kıymaya değmez Çene ok misali; atıyor yaydan Eşekten anlamaz hutbesi taydan, Selası duyulsa karşıki köyden, Adını bir taşa oymaya değmez. Kurcala aslını; eziktir soydan Kaçırır meclisi girdiği toydan İrfanı nohuttan, zürafa boydan Kıblesi bozuktur; uymaya değmez Velhasıl sohbeti kıl ile tüyden Kafası kalındır dağdaki saydan Ahkamı eşekten, pozları beyden Semeri sırtından soymaya değmez... |
Kaçırır meclisi girdiği toydan
İrfanı nohuttan, zürafa boydan
Kıblesi bozuktur; uymaya değmez
Velhasıl sohbeti kıl ile tüyden
Kafası kalındır dağdaki saydan
Ahkamı eşekten, pozları beyden
Semeri sırtından soymaya değmez...
Ustacaydı taş gediğe oturmuş usta
Yüreğine kalemine sağlık dedim
__________________________________Selamlar