Söylesene anne...
Kapalı kapılar arkasında umuda ektim gözyaşlarımı.
Samimiyetime bin ah ettim bu gece. Yüreğimle çıktığım bu yolda yalınayak koşmaktayım şimdi. Yüreğimi çaldılar bu şehrin nefret kokan sokaklarında. Yarınlarımı aldılar elimden. Elinden oyuncağı alınan bir çocuğun gözlerindeki hırsı görüyorum insanlarda. Hani dostlar terketmezdi anne. Hani yufka yürekliydi sevdalılar. Herşey düzelirdi geçerdi tüm acılar derdin sen. Birtane doğrun da mı yoktu. İçimi rahatlatan sözlerin bugün canımı yakıyor bak. Sahi bilseydin yine teselli edermiydin. Yine içi doğru dışı yalan bugün güldürüp yarın ağlatan cümleler kurarmıydı dilin. Hayretle bakıyorum şimdi etrafıma. Yalan iftira ve ayrılık bir o kadarda acı. Ağır geliyor bu kadar yük. Bıraksam hayatı en ince yerinde koparsam ipi. Taş olsam da alınsa duygularım gitmezdi zoruma bu kadar. Fay hattı gibi yüreğim bu aralar. Bir kırılsam sağanaklar boşaltacak gözlerim. Her bir parçam bi yana dağılacak. Ölüme koşacak bedenim. Belkide huzura kavuşacak kalbim. Huzursuzum işte anla. Herşeyimi kaybettim sanki. En güzel yıllarımı mesela. Sonra el uzatanları bana. Bir vuslatı beklerken yelken açmışım ayrılığa. Ciğerim yanmış kanamış dizlerim. Çekmişsin elini benden. Kapatmışsın ışıkları. Yerin yedi kat dibi kabul etmiş de beni merhametin reddetmiş. Kim anlarki şimdi beni. Kim dinler kim basar bağrına. Ben kendimi yakmışım işte anla. Anla ki ben yarınlarımı kaybetmişim dünlerle boğuşurken..... |