SILADAN GURBETE...
Sıladan gurbete düştü yolumuz,
Memleket dağların ardında kaldı. Kırıldı kanatlar, koptu kolumuz, Umutlar enkazın altında kaldı. Kimseler anlamaz, yaban dilimiz Aldırmaz bilse de nedir halimiz, Çalmazlar kapıyı, kokar ölümüz. İnsanlık cüzdanın altında kaldı. Bir dertli ağıdı çalar sazımız, Kömürden karadır alın yazımız, Ele küfür geliyor tatlı sözümüz, Yaşımız kiprikler altında kaldı. Perdemiz kapalı, kördür kapımız Bir karış toprakta yoktur tapumuz, Garipsek burada, bu mu suçumuz? Boynumuz minnetin altında kaldı... |