Üzmek ve yermek için yaşamıyorumNe kadar hülyalar kurmuştum O an ve zaman gelene kadar düşlerle hemhal olup uyanmıştım Acze düşmemek için hep çalışmış ve azimle sabredip kimseye bulaşmamıştım Hissiyatımı bakir bırakmıştım, ümit içinde bir süruru yaşayacağımı ummuştum Kim ne söylerse dikkate almamıştım Acabalarla yol almayı ruhum için maraz sanmış, kanmamıştım Hangi hikaye anlatılırsa yine önyargıyla bakmıştım, ihtimal vermeyip atmıştım Deneme, yanılma telakkisinde olan bir candım, öncelikle inanmayı öne çıkarırdım Gel zaman ve de git zaman oldu Duygular inkıtaa uğradı, şaşkınlık ziyadesiyle artı ve acıttı Umulan ne varsa sukut-u hayal olarak karşıma çıktı, suallerim artıkça arttı Mahkum edilmek istenen bahtım mıydı veya sükûn köle olmam mı bir maslahattı Neye ayak uyduramadım, anlamadım Her ne dileniyorsa yapmaya çalıştım, huzursuzluktan kaçındım İma ile nazar edilmesinden korkardım, kalbi ve ruhi manada neden anlaşılmazdım Hangi kabahatimin kurbanıydım, samimi olmayan nasıl bir niyetin tutsağı oldum Suçlamak adına ne yapmalıydım Nasıl bir çare adına kapıları çalmalıydım, umut için yaşamalıydım Kim diliyorsa olsun, ben sakınırım yargıç olmaktan ve insanları yargılamaktan Gerekçesi olsa dahi insana kıymaktan, müddet-i zamanın vaktini anlamamaktan Üzmek ve yermek için yaşamıyorum Nasıl bir mecraya gittiğimi biliyorum, vicdanımı ihmale almıyorum Zalimin zalimliğinin taktir hakkının kime ait olduğunu samimi düşünüyorum Mühleti veren, rahmet etmeyi önceleyen, mizanı ve mahşerin sahibine sığınıyorum Mustafa Cilasun |