ÖĞRENDİMÖĞRENDİM Gönlümün ayarı yoktu hiç benim Sevdim mi ölümüne severdim Sildim mi tam silerdim . * Çarpınca başımı gerçeğin kayasına , Kan revan içinde kaldım . En az kırk yerinden kırıktır kalbim. Dikiş tutmaz bir daha der hekimim . Uçarken büyük düşlerle, Esti bir deli poyraz, Kırıldı kanatlarım. Kaldım öylece, topal ördek misali . İşte bu yüzden, El yordamı, göz kararı sevmeyi öğrendim ben. * Ve şimdi, Olgun bir kayısı gibi , bekliyorum dalımda . Bilgiç laflar ediyorum bu ara. Mesela, Sevmiyorum süte su katanları . Kral sofrasında tıkınan soytarıları. Göz kamaştıran nümayişler ardında Dönen dolapları . Öğrendim şarkılardan, Tuzun, ekmeğin, şarabın kutsallığını. Taburcu ettim içimdeki hastayı Ve öğrendim kendimi yontmayı, hayatın törpüsüyle. * Ha bir de, Kırgınlığa, kızgınlığa uyaklı şiirler yazmayı öğrendim. Bu ara. Hani derler ya , Parasını kaybeden fakir , İnancını yitiren kafir, Düşlerini kaybeden se şair olurmuş diye. Belki de ondandır , bu yarım yamalak şairliğim de... * Vazgeçtim, Çağıl çağıl akan ırmak olmaktan. yüzüyorum şimdi durgun göllerde. Bir kuğu gibi. Kendi sularımda kulaç atarak Yıkayıp ruhumu ve bedenimi Yeşertiyorum yeniden, Acının köklerinden sevgiyi . * Öğrendim kendimi korumayı da. Atlasıma, yeni dağlar uçurumlar ekledim. Yeniden yazdım kitabını her şeyin. Mayın döşedim sınırlarıma. Sürmesin diye kimse kirli elini . Akım verdim kapımın tokmağına * Hayat okulunun son sınıfında , Tüm dillerde , seviyorum demeyi de öğrendim. Kah yendim kah yenildim kavgalarımda. Rüzgarın atına bindim. Koşarken dolu dizgin Düştüm yüreğimin üstüne. Aklımı sevdim . * Onunla uzanıyor göğe merdivenlerim enlemsiz boylamsız düşüncelerim. Sığamam artık sığ sulara. Tutup kollarımdan fırlatın beni . Uçsuz bucaksız okyanuslara. Korkmayın, Vurgun yesem de ölmem. Çünkü, Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi, Düşe kalka her koşulda Yaşamayı öğrendim ben. MELAHAT ÇETİNKAYA . |
her bir dizeye ayrı bir yorum düşülse
hak edecek bir şiir...
hayat devam ettikçe
öğreneceğiz bir şeyleri
severken kırılmayı
barışıp darılmayı
kendimizi şair sanıp da kaleme sarılmayı
öğreneceğiz işte yavaş yavaş
öğrenmenin yaşı yoktur diyerek....
beğeni ile okuyup dinlediğim bu güzelliği
ikram eden kaleminiz sesiniz susmasın
saygı değe dostum
selam ve saygım ile